Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bjørn Jarnsiđa

Bjørn Jarnsiđa
@Bjorn
Power is always dangerous. It attracts the worst. And corrupts the best. Power is only given to those who are prepared to lower themselves to pick it up. Alıntı yapıyor olmam o düşünceye katıldığım anlamına gelmez. #ÇEVRIMDIŞI
Kaderin değiştirilemeyeceği konusunda en güzel tanım, eski bir edda şiiri olan Fafnismal'in on birinci dörtlüğündekidir: "Kadere karşı mücadele etmek, küçük bir tekne üzerinde şiddetli rüzgara karşı kürek çekmeye benzer." Norslara göre kaderi değiştirmeye çalışmak, işte bu kadar nafile bir uğraştır.
Sayfa 82
Reklam
"Onu gördükten sonra anladığım ki bugüne dek yaşamımın bir anlamı yokmuş. Onu gördüğüm an tüm hücrelerimle yaşamaya başladım. Bundan sonrası için de tek söyleyebileceğim o olmadan nefes almak istemediğimdir. Ne var ki sonuçta ben bir tanrıyım o ise bir dev. Birlikte olmamız imkansız."
Sayfa 57 - Freyr
Odin ve Thor ile birlikte heykeli bulunan üçüncü tanrı Freyr'dir. Bu bilgiye dayanarak Freyr'in, Nors dininde hayli büyük bir öneme sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sayfa 24

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Odin ve kardeşleri yarattıkları bu insanlardan erkek olana Askr, kadın olana Embla adını verdi. Nors mitolojisine göre tüm insanlar İşte bu iki kişiden türeyip dünyanın dört bir yanına yayıldı.
Sayfa 17 - Bilge Kültür Sanat
Gelişimin en kapsamlı, en derin ve içerik bakımından en zengin öğretisi olarak, Hegel diyalektiği, Marx ve Engels tarafından, klasik Alman felsefesinin en büyük başarısı olarak kabul edilmekte idi. Gelişim ilkesinin, evrim ilkesinin her­ hangi bir başka formülasyonunun tek-yanlı ve içerik bakı­mından yoksul olduğunu düşünüyorlardı, ve doğada ve top­lumda gerçek gelişim çizgisini (ki bu, çoğu zaman sıçrama­lar, altüst oluşlar ve devrimler yoluyla ilerler) ancak çarpı­tıp, bozacağına inanıyorlardı.
Sayfa 17
Reklam
Marx, yalnızca şu ya da bu yolla hep din ile bağıntılı olan idealizmi değil, aynı zamanda da -özellikle günümüzde yay­ gın olan- Hume ve Kant'ın görüşlerini, bilinemezciliği, eleş­tiriciliği ve olguculuğun değişik biçimlerini de kararlı bir bi­ çimde reddetti; bu felsefeyi idealizme verilmiş "gerici" bir ödün ve en iyimser anlamla "materyalizmi açıktan açığa geri çevirirken, gizlice, utangaç bir biçimde kabul etme" olarak niteliyordu.
Sayfa 16
Geçen birkaç on yılda ''liberaller'' tarafından yayı­lan ırk eşitliği yaygarasına rağmen, Nüfus Bürosu son zamanlarda ''Neredeysese 20 yıldır siyahların ekonomik durumunun beyazlara oranla iyileşmediğini'' bildirmiştir. Bu oran ''karma ekonomimizin'' daha özgür oldu­ğu yıllarda iyileşiyordu; ''liberallerin'' Refah Devletinin yavaş yavaş büyümesi ile birlikte bu oran da gerileme­ye başladı.
Sayfa 198
Serbest bir piyasada bir insanın ataları, akrabaları, genleri veya vücut kimyası önemli değildir, fakat sadece bir insan özelliği önemlidir: üretkenlik becerisi. Kapita­lizm bir insanı kendi bireysel becerisi ve hırsına göre de­ğerlendirir ve buna uygun olarak ödüllendirir.
Sayfa 195
Irkçılığın sadece bir panzehiri vardır: bireycilik felsefesi ve onun politik-ekonomik sonucu olan laissez-faire kapitalizmi.
Sayfa 195
Gücü hangi çete ele geçirmiş olursa olsun, mutlak devlet, sadece kurumsallaşmış bir çete yönetimidir.
Sayfa 194
Reklam
Kapitalizm, doğası gereği sürekli bir hareket, gelişme ve ilerleme işlemi içerir. Doğanın güçlüklerine karşı in­sanın hayatını en iyi şekilde ilerleteceği bir tarzda reaksi­yon vermesi için en uygun sosyal şartları yaratır. Kapita­lizmin, beceri seviyeleri ne olursa olsun üretim işleminde aktif olmayı tercih eden herkesin faydasına çalışır. Fakat o, durağanlığın taleplerine uygun değildir. Realite de öyle.
Sayfa 190
Kapitalizmin büyük faydası, onun insanın hayat­ta kalma gereksinimlerine ve insanın büyüme ihtiyacına emsalsiz şekildeki uygunluğudur. lnsanları düşünmeye, faaliyette bulunmaya, üretmeye, denenmemişi ve ye­niyi denemeye serbest bırakan kapitalizmin prensipleri, çabayı ve başayı ödüllendiren ve pasifliği cezalandıran bir tarzda çalışır. lşte bu, kapitalizmin eleştirildiği ana sebeplerden birisidir.
Sayfa 186
Çin tarihinin ilk dönemleri hâlâ aydınlatılamamıştır. Aynı şekilde "Çinli" nin ne anlama geldiği sorusu da günümüze kadar tam bir kesinliğe kavuşmuş değildir. Ancak şu kada­rını söyleyebiliriz ki, MÖ 2. yüzyılın sonlarında ve 1. yüzyıl­da, "barbarlara" karşı belirli kültürel özellikleriyle kendini gösteren bir grubun mensupları sonradan "Çinli" olarak adlandırılmıştır. Bu ayrımın çıkış noktası bugüne kadar açıklanamamıştır fakat şurası kesin ki Çin kültürü, birçok yerel kültürün bileşkesinden oluşmuştur. İmparatorluğu birleştiren Qin devletinin hükümdarlarının kökenleri de kendilerinden önceki Zhou yöneticileri gibi "barbar" olarak anılmaktadır.
Sayfa 9 - Runik Kitap
İnsan herhangi bir hayvan gibi sadece içinde bulunulan ana dayalı hareket ederek hayatta kalamaz. Insan, amaçlarını belli bir zaman dilimi içinde planlamak ve ba­şarmak zorundadır; insan, davranışlarını hesaplamayı ve hayatını planlamayı uzun vadeli olarak yapmalıdır. Bir ki­şinin aklı ne kadar iyi ve bilgisi ne kadar fazla ise, plan­lamasını yapacağı sürede o kadar uzun olacaktır. Bir me­deniyet ne kadar ileri veya gelişmişse, o kadar uzun va­deli davranış gerektirir ve bu yüzden, insanlar arasındaki sözleşmelerin süresi o kadar fazladır ve bu sözleşme­lerin güvenliğinin korunmasına duyulan ihtiyaç da o ka­dar aciliyet taşımaktadır.
Sayfa 168
2.088 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.