Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören hakiki alimler çıkar.
Kitabı üçüncü defa okudum, yüzyıllar geçsede esasen sadece isimlerin, değiştiği ve duyguların aynı olması ilginç bir yan olarak gözlere çarpmaktadır. Okurlara keyifli ve aynı zamanda umutsuz aşk mektuplarıyla, karşılıksız aşkıyla anlatır. Onun hikâyesi bir bakıma itiraf edebiyatının da kapılarını aralayarak, Goethe’nin yaşamışlığını, yarım kalan, üzücü aşk hikâyesini gözler önüne serer. Genç Werther’in Acıları, XVIII. yüzyılda, köşeye sıkıştırılmış genç bireyin manifestosu olarak da okunabilir.