Belki de birinin canını bile isteye yakmayı istediğime göre ben de iyi bir insan değildim,sadece henüz elime kötülük fırsatı geçmediği için iyi bir insan olmaya mecbur kalıyordum.
"Benim bazı şüphelerim var" dedim. Ne söylemek istediğimi bu cümleden çıkarabileceğinden emin değildim, biraz daha açıklama yapmam gerekiyordu biliyordum ama devamını getiremiyordum işte.
"Din konusunda mı?"
"Evet" manasında başımı salladım.
"Ne zamandan beri şüphelerin var?"
"Ne zamandan beri bilmiyorum ama son zamanlarda daha çok... Daha çok düşünüyorum."
Koğuşta ikimizden başka kimse olmamasına rağmen sesini birkaç ton düşürüp sordu. "Neyi?"
#KaanDuru kaleminden çıkan muhteşem bir kitaptı, her satırda ya duygulanıyor ya da gülüyorsunuz bazen sövdüğünüzde oluyor. Ben en cok hangisini yaptım diye sorarsanız sövdüm diyebilirim. Ama güldüğümde çok oldu... Bu kitabın devamı muhakkak gelecektir diye düşünmek istiyorum sebepsiz bir şekilde... Hatta filmde yapsalar izlenir diye düşünüyorum. Konusu ile çok farklı bir kitaptı. Emeği geçen herkese teşekkürler.
Annem, "unuttum söylemeyi" dedi, "bu kız sizin ablanız."
Ablamız mı?
"Ablanız" dedi, "Nazan ablanız."
Annemin anlattığı hikayede Nazan'ın varlığına hiç rastlamamıştım. "Anne" dedim, "biz kaç kardeşiz?"
Annem saymaya başladı "Neriman, Nazan, Nergis, Zeynep, Sen, Yiğit, Mert, Can. Dokuz kardeşsiniz."
O ara üşenmeden saymış Yiğit "sekiz oldu anne" dedi, "bir kişi eksik."
" Tabii Orhan Ağabeyin de vardı ama intihar etti" ...