Kitabı okurken her sayfasından müthiş keyif aldım, hani bazen betimlemeler sıkar ya (itiraf edeyim ben aslında çok severim dümdüz bir sandalyenin bile uzun uzun anlatılmasını, ama tabi sıkıldığım zamanlar da olmuyor değil) off sadede gel artık dersin,
Thomas Hardy sen ne müthiş bir yazarsın
ki bende hiç o hissi yaratmadın. Olay örgüsü, karakterler içime işledi, hepsinin yerine kendimi koyabildim. Zaten yazarın kırsal yaşamı analizi sizi gerçekten de o kırsalda yaşayan bir çiftçi, bir işçi, bir hizmetçi yerine koyacak kadar içine çekiyor. Filmini henüz izlemedim ama Tess’i izlemiştim ve okumuştum (Rüzgar Gibi Geçti’den sonra favorimdir kendisi), eminim filminin de kitaptan eksik yanı olmaz.