Annesinin ,o zamanlar bile onun için, " Herkesin her şeyini bilir, kendinin bir şeyini anlatmaz." dediğini hatırladı. İçini dışarıya tutumlu verenlendi Emine."
Ne yazılsa az kalır kitap hakkında. Olay sanki yanı başımda ve ben yaşıyorum hissini uyandırdı. İnsanlar ,davalar ,sorunlar ve iyilik her yüzyılda hayatımızın içindeymiş. Değişen tek şey bir bir yıllara eklenen sayılar.
İyilik yapılınca kendime yapılmış gibi gülümsedim kötülük yapılınca ben olsam ne yapardım diye kendime sordum. Gülcan öldü yavrum aklıma geldi.
Sürükleyici ve yer yer hayatın kendisini anlatan kısa cümlelerle de öğretici bir kitap. Sevmek ama yanlış kişileri. Sevgi, hakkettiği değeri yine bulmuyor, yine harcanıyor bayrak elde en ön sıralarda.
Bekleyişler, uzun çok uzun ... Tam unuttum derken beklenen ansızın geliyor , ne seven aynı kişi ne de sevilen. Ağır hasarlı bir deprem bir sonrası gibi seven nasıl olabilr? Sevilen her zaman ki şımarıklığını takınıp yıkmaya bir kere daha yıkmaya geliyor.
Sevgide cimri olmak gerek diye düşündürdü kitap bana. Doğru her yerde herkese söylenmemeli.İnsan, bedenine ,ruhuna defalarca şiddet uygulayan biri karşısında sadece susmalı , yeniden sever mi diye düşünmek yerine umudunu kör sağır kuyuya atmalı çilesi bittikten sonra.
Kirlenmek, sadece bahçede koşup oynayıp çamura bulanıp eve dönen çocuklarda güzel.
Sadakatİnci Aral · Turkuvaz Kitap · 2010730 okunma