" Bir puşinin çiçekleriyle başladı her şey.
Boynuma doladığım andan itibaren renk kattı hayatıma, siyah bir düş üzerine açılan rengarenk yapraklar.
Sonra tarih kokan duvarlar üzerinde seyre daldım o uçsuz bucaksız bakan gözleri.
Yemin etmiş gibiydi her taş bizim üzerimize.
Gülmeye başladı yetim çocuklar, anneler bıraktı ağıt yakmayı.
Yağmurlar yağmaya başladı, Abdalların bile yol yapıp uğramadığı yürek çölüne.
Anlamıştım, baharı getirmişti bana gözleriyle.
Şimdi ise o puşi beni terk etti, Surların taşlarına değe değe..
Her yemin için başımda bir umut kırdı tarih,
Anneler yanık türküler yaktı üzerime.
O yetim çocuklar büyüdü de bakamaz oldum gözlerine.
Ve ben artık rengarenk çiçekleri götürüyordum ölmüş olan sevgimi gömdüğüm kentime .. "