"Artık bilgi edinme sürecinde bedenlerimizin rolünü yadsımayı bırakmanın ve beyin ile bedenin insan aklını ortaya çıkarmak için nasıl bir araya geldiğini keşfe çıkmanın zamanıdır."
"Ölene kadar yaşamak fikri çok güzel Gaye, ben de buna katılıyorum ancak ayrıldığım nokta şu: Bununla yetinmeyip bir de çocuk yapmak... Ölene kadar yaşıyorsun bir de genlerinin senden sonra yola devam etmesiyle ölümsüzlük hissiyle doluyorsun. Biliyorum, çocuk yapmamak zor bir karar. Şu an yaşayan herkes, bugüne kadar çocuk yapmayı seçen insanların devamı. Yani birisi çocuk yapmayacaksa kendi soyağacında bunu yapacak ilk kişi oluyor ancak yine de medeniyetin geldiği şu noktada ne zaman irademiz, içgüdümüzün önüne geçecek? Gerçekten merak ediyorum."
Özer Uzun'un ikinci kitabı, yine akıcı ve eğlenceli üslubunu bu kez öykülerle sermiş önümüze. Toplamda 8 öykü var: Doğum, Çocukluk, Gençlik, Yetişkinlik, Düğün, Boşanma, Yaşlılık ve Ölüm başlıklarında. Ben en çok Çocukluk öyküsüne bayıldım, hem fena halde üzüldüm. Hem de bir yandan da her şeye rağmen eğlenceli. Elinizin altında sizi yormayan, yer yer komik bir kitap istiyorsanız bir fırsatı hak ediyor kesinlikle.
"İçinde bulunduğumuz acımasız şartlar, en derin biçimde eşitliksizci, tüm mevcudiyetin yalnızca para üzerinden değerlendirildiği bir dünyayı bize ideal olarak sunuyor."
"Biri ile gelecek güzel günlerin hayalini kurmak, o biri ile olmaktan hep daha cazip geliyordu. En azında kafamı yastığa koyduğumda düşünebileceğim, beni cezbeden bir hayalim oluyordu."