Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esmanur

Esmanur
@Deryadilhnm
Sıkı Okur
MTO Talebesi Kimse sizden incinmesin #merdümgiriz
Ecz, 22 İÜ
İstanbul
null
623 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Mânen belli bir olgunluğa ulaşmış bütün sâlih mü'minler sırf kendi kurtuluşlarıyla yetinmeyip etraflarında kurtaracak başka ruhlar ararlar. Zira kendi kurtuluşlarının, başkalarının da kurtuluşu için gayret etmekten geçtiğinin idrâki içinde yaşarlar. Bu vazifeyi en tabiî bir îman mes'ûliyeti olarak görürler.
Reklam
Ah çok amînn..
Cenâb-ı Hak hikmet ve hakîkatlerin tefekküründe derinleşerek, zarif, rakik ve ince ruhlu bir mü'min olabilmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin.
İnsanın gerçek yüzü zorluklarla denendiği, nefsinin damarına basıldığı zaman ortaya çıkar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hakk'a yakınlıkta yüksek bir seviye kazanmış, takvâ ehli sâlih zatların gönül âlemleri, ilâhî hikmet ve hakîkat nurlarının aksettiği, mücellâ ve musaffâ bir ayna halindedir.
Hikmetin mutlak menbaı, Hakîm olan Cenâb-ı Hak'tır. Hikmetlerin gönle ilham olunup ifâdeye dökülmesinin yolu ise, takvâ tezâhürü sâlih amellerle kalben Cenâb-ı Hakk'a yakın olmaktır.
Reklam
Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş; Bir velîye bende olmak cümleden âlâ imiş!..
Yavuz Sultan Selim
Hikmet..
Hikmet, rûhun gıdasıdır. İnsan bedeninin hayâtiyeti için nasıl ki maddî gıdalara ihtiyaç varsa, mânevî huzur ve tekâmül için de hikmetlerde derinleşerek gönlü feyz ve rûhâniyetle ihyâ etmek zarurîdir.
Saâdetin şaşmaz kâidesi; aklı vahye tâbî kılmak, kalbi güzel ahlâk ile tezyîn etmek ve bu sâyede hayatın acı-tatlı sürprizlerine karşı rızâ gösterebilmektir.
Cenâb-ı Hak, bütün hayırlara tevessül edelim diye ilahi af, rıza ve muhabettinin hangi hayırda olduğunu gizlemiştir.
İbadet ve sâlih amellerde Allah rızâsından başka gayeler taşımak ve ihlâsı yok eden riyâ ve gösterişe kaçmak gizli şirke düşmek demektir.
Reklam
His ve fikirlerin menbaı olan kalbe ve onun tercümanı durumundaki dile iyi sahip olmak son derece ehemmiyetlidir.
Muâz (r.a); - Biz konuştuklarımızdan da hesaba çekilecek miyiz? diye sorunca, Efendimiz (s.a.v) ; "-Allah hayrını versin ey Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ürettikleridir." buyurmuştur.
İlmin gâyesi, bilgileri zihne istiflemek değil o bilgilerin ötesindeki sır ve hikmetleri kalbin idrak edebilmesidir. Bu da kalpte nûr-i ilâhînin tecellisi ile mümkündür.
Hikmet pınarları ancak tezkiye olmuş kalpte tecelli eder. Hem Allah'ın hem Allah Rasûlü (s.a.v)'in tezkiyesi ve terbiyesi altında, iç alemini mâsivâdan arındırabildiği nisbette selîm bir kalbe nâil olur.
2.195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.