Bu kitap harika bir insanlık eleştirisi. Fantastik olsa bile şu an yaşadığımız dünya ile o kadar benzer bir dünya okuyoruz ki olan biten hiçbir şeyi yabancı karşılamadım. Ormanı yuvaları, dünyaları olarak gören bir ırk ile sözde medeniyet getirmeye çalışan bir ırk arasındaki çatışmayı öfkelenerek ve üzülerek okudum. Hem dünyaya/ormana hem de yaratılan herhangi bir varlığa yapılan işkencelere tanık olduğum için de çok duygulandım. Erkeğe güç kattığı, konumunu sağlamlaştırdığı düşünülen saçmalıklar günümüzle birebir aynı. Bunları ırkçı, cinsiyetçi, doğa düşmanı bir karakter olan Davidson’ın içindeki karanlığı okuyarak çok net anlayabiliyoruz. Hayatımda hiçbir kurgusal karakterden bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum.