tanıdığımızı zannederiz. kimsenin aslını göremeyiz. bize gösterdiği kadarını biliriz. o yüzden "onu tanıyorum" sözü bana biraz iddialı gelir. tanımanı istediği kadarını tanırsın. gerisi sadece sanmaktan ibarettir.
galiba hüzün tanışıklığı diye bir şey var ve ben kendimi en çok içinden yaralı bir gönül sesi gelenlere yakın hissediyorum. hüzün tanışıklığımızdan hayatımda derin yer etmiş kim varsa zaman geçiyor, yara geçiyor, yaralının yeri aynı kalıyor.
ani duygusal değişimler✅
sürekli keyifsizlik✅
duygusal boşluk✅
insanlardan nefret etme✅
gereksiz alınganlık✅
dengesiz beslenme✅
yalnız kalma isteği✅
yalnızlıktan sıkılma✅
tahammülsüzlük✅
Bir ara o kadar çok acı çekiyordum ki o dönem yazdığım şeyleri okurken hissettiklerim geldi aklıma. Çok gerçekti, ordaydı ve hepsi üstümde tepiniyordu. Bugün hissiz bir şekilde okuyabildim. Onlar bir dağdı ve ben o dağı aştım. Şükür.
depresyondaki kişinin derdi, sevmek, aşık olmak değildir. onun derdi, yaşam iştahının fitilini yeniden ateşleyebilecek gücü kendinde bulmak, düştüğü kuyudan bir an önce çıkıp aydınlık günlere erişebilmektir. sevmek evet şifadır ama depresyona değil.