Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dostoyezgi

Dostoyezgi
@Dostoyezgi
Bilgisayar Mühendisi
37 okur puanı
Eylül 2015 tarihinde katıldı
“Eğer böyle yüceltici bir tutku, en saf haliyle bile, bir kadına yönelikse, bilincine varılmasa da bedensel bir bütünleşmeyi arzular, doğa bedeni yaratırken en yüce birleşmenin esasını hazırlamıştır. Fakat erkeğin erkeğe yönelttiği zihinsel tutku, o imkânsız tam bütünleşmeyi nasıl isteyebilir? Bu tutku, hep yeni bir esrimeyle alevlenerek yücelttiği kişinin çevresinde hiç durmadan “dönüp durur ve onu dinginleştirecek son bir teslimiyet yoktur. Her zaman kabarır ve yine de asla durulmaz, aynı ruh gibi sonsuza kadar doyumsuzdur. ”
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
“Dili önce şairlerden, onu yaratan ve tamamlayanlardan dinlemelisiniz; şiiri bir kez, biz daha onu otopsiye almadan henüz soluk alırken ve sıcakken yüreğinizde hissetmelisiniz. İşte bu yüzden ben hep tanrılarla başlarım, çünkü İngiltere Elizabeth’tir, Shakespeare’dir, Shakespeare’in karakterini taşıyan yapıtlardır, sonsuzluğa yapılan bu cesur ve özgün sıçrayışın öncesindeki her şey hazırlıktır, sonrasındaki her şey ise beceriksizce bir taklittir”
Sayfa 181Kitabı okudu
“Ve böylece bütün bir yaşamı, insanları yapıtları temelinde tanıtmak ve entelektüel dünyalarının yapısını görünür kılmakla geçirmiş olan ben, her insan için kendi özünün, bütün gelişimin içinden fışkırdığı o yaşamsal hücrenin ne kadar ulaşılmaz kaldığını bir kez daha kendi deneyimimle gördüm.”
Sayfa 168Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Böylece yalancı dünyamızda ilk kez olmamak üzere Helena Sophia’ya karşı, güzellik bilgeliğe karşı, günahkârlık erdeme karşı, her zaman iştahlı olan ten de denetim altındaki güçsüz ruha karşı galip gelmişti ve zamanında Eyüp’ün o düşündürücü konuşmasında yakındığı gibi, yeryüzünde kötülerin rahatı yerindeyken iyiler zarar görmeye, hak yemeyenler gülünç duruma düşmeye devam ediyordu.”
Sayfa 125Kitabı okudu
“Zira yaratıcı, erkeklerin duyularını bir şekilde ters programlamıştır, öyle ki kadınlardan her zaman onların verebileceklerinin tersini beklerler, biri kolayca bedenini sunuyorsa bunu teşekkürle karşılamak yerine, sadece masumiyeti bağlılıkla sevebilecekmiş gibi davranırlar. Fakat bir kadın masumiyetini savunduğu zaman da koruduğu şeyi elinden almak için çıldırırlar. Böylece erkeğin hiçbir talebi, içindeki ikililiği doyuramaz, dolduramaz; bu sonsuz karşıtlık oyunu, tenle ruh arasında gidip gelir”
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
“Ne var ki her insanın yüreğinde, iyiyle kötü arasında, tenle ruh arasında gidip gelen son derece kaçak yollar vardır ve bu ikililiğin, beklenmedik bir biçimde ruhların huzurunu tehdit ettiğinin anlaşılması da uzun sürmedi.”
Sayfa 113Kitabı okudu
“Hem ben, arayış dolu özlemlerini ışıltılı bir mutluluğa, sessiz sezgilerini saadet bahşeden bir olgunluğa dönüştürerek onları, genç kızlık günlerini gölgeleyen ve gittikçe daha karanlık, daha tehditkâr, daha ağır bir hal alan o belirsiz, bulanık, kavranamayan ama hissedilen ıstıraptan kurtaracak o cesur erkeği, o genç ve güçlü kahramanı hayal eden diğer kızlar gibi değildim. Bunlara tümden yabancıydım, benim ruhum, ilerideki günlerin sisinin ardında yatan bir geleceğin saklı diyarına doğru, başka düşlerin kayıklarında yol alıyordu. Düşlerim bana özgüydü. Kendimi hep eski masallardaki gibi, ellerini hazinelerin altın parıltısına daldırmış, ışıklar saçarak kıvılcımlanan değerli taşlarla oynayan, paha biçilmez giysiler içindeki prensesler gibi hayal ettim”
“Yaşam ona bütün tohumları ve tomurcukları “kıran bir dolu sağanağı gibi geldi. Gözlerinin önünde sadece ıssızlık vardı artık, bir de bütün yolları kapatan, bütün bakışları körleştiren ve korku çığlıklarının yankılarını acımasızca yutan derin ve nüfuz edilmez karanlık vardı. İçinde sadece suskunluk vardı artık; boğucu, soluksuz bir suskunluk, bir ölüm sessizliği. Çünkü tek bir anda içinde çok şey ölmüştü; henüz doğmamış olan, ama ışığa ulaşmak isteyen bir çocuk gibi hayatına girmeye çalışan aydınlık, neşeli bir kahkaha. Ve çokça da gençlik, o geleceğe güvenen ve istediği zaman açılmasını beklediği bütün kapalı kapıların ardında neşe ve parıltı hisseden özlem dolu kucaklama isteği. Sonra pek çok saf ve dünyaya güven duyan hissediş, kendini bütün insanlığa ve inançlı öğrencilerine, sadece şenlikler ve mucizeler gösteren büyük doğaya teslim etme hali. Ve son olarak da, acının karanlık kaynaklarında “yıkandığı ve mükemmelliği bulmak için değişen şekillerde yol aldığı için sonsuzca zengin bir aşk ölmüştü.”
“Erika artık her şeyde bir düşmanlık ve onu yaralamak isteyen inatçı bir kasıt görüyordu. İçinde yaşadığı dünyayı, binlerce gizli işkence aletiyle dolu ve ışığın girmesini engelleyen körleştirici aynaların gizlendiği büyük ve karanlık bir hapishane gibi görüyordu.”
“Kaderi içinde barındıran boş, anlamsız saatler vardır. Bunlar hemencecik kaybolmak üzere gelen karanlık, kayıtsız bulutlar gibi yükselirler, ama gitmezler, inatla ve ısrar la orada dururlar. Ve kara bir duman gibi yükselir, dağılıp uzaklaşarak yayılırlar, sonra donuk, kasvetli bir grilikle hayatın üzerine kapanıp kalırlar, yaşadığınız ana kıskançlıkla ve kaçınılmaz biçimde yapışarak, bir gölge gibi durmadan tehditkâr yumruklar sallarlar.”
Reklam
“Kemandaki ustalığını da bu sert ve ateşli erkeksiliğe borçluydu; çaldığı zaman, havada dağılıp giden son nüanslar, coşkuyla, ama aynı zamanda da Çingenelere özgü bir tatlılıkla hâkim olduğu arşesinden, uykudaki bir melankolinin hafif nefes alışları gibi süzülürdü.”
“Çünkü genç adam, ellerinde kalan en son şeyi bile muhteşem bir savurganlıkla sanat için tüketen ve bütün duygularını müziğin güzelliğine katan insanların, yaşamın içinde ciddi ve kapalı durduklarını, kendilerini yalnızca anlayan birine açtıklarını biliyordu.”
“Böylece sıradan bir insanın yaşamında, nadir ve özenle yetiştirilmiş bir bahçe çiçeğinin, normalde tozlu ayakların bütün tohumları çiğneyip ezdiği bir kaldırım kenarında açıvermesi gibi aniden bir düş uyandı.”
264 syf.
·
Puan vermedi
·
65 günde okudu
Karmaşık Duygular
Karmaşık DuygularStefan Zweig
7.8/10 · 10,5bin okunma
“Denebilir ki, üç yaşında bir çocuk bu insanları nasıl tanır, işlerini ve adlarını nasıl bilebilir. Oysa çocuğun retinası öyle kusursuz bir kayıt cihazıdır ki, ilgisini çeken, heyecan doğuran her şeyin silinmez bir fotoğrafını çeker. “
Sayfa 167Kitabı okudu
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.