Eğitim her şeyin çaresi mi?
Mesela, ahlaksız mühendislerin onay verdiği kaçak yapıların altında kaldık Marmara, Erzincan, Dinar, Van depreminde. “Sesimi duyan var mı?” diye atılan her çığlık onaylanmış, mühürlenmiş kaşeli molozlardan geri döndü bize. Kimse kalmamıştı sesimizi duyacak diyorum.
Mesela, organ mafyası diye bir sektörü canlı tutan ahlaksız doktorların varlığı, uyuşturucu ile gençleri zehirleyenlerin en has adamları da o çok puanlı üniversitelerden mezun olmuş kimyagerler diyorum.
"Tek suçlu mesleklerini kötüye kullanan bu insanlar mı" sahiden diye bir başka soru giriyor devreye. "Kendi hayat başarısızlıklarını çocukları üzerinden çıkarmaya çalışan, çocuğu doktor olunca sevinen ama oto tamirci olunca yerin dibine giren, hayattaki tek başarıyı iyi insan olmak olarak değil de iyi araba almak olarak gören ailelerin hiç mi suçu yoktu?" diye yanıt veriyor vicdanım. "Rüşvet almayana enayi, adam kayırmayana nankör gözü bakan toplum bunun neresinde?" diye soruyor mantığım.
Eğitimin yüksek not ortalamaları ile ilgili olmadığını yüksek ahlak ortalaması ile alakalı olduğuna önce inanmamız lazım.
Sonra kendi elimiz ile büyüttüğümüz canavarların ilk bizi, sonra toplumu yutacağını tekrar tekrar hatırlamak lâzım belki...