Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

EBRU BAYRAM

“Toplumun görünmeyen mekanizmasını işleten kişiler, görünmeyen hükümeti oluşturuyorlar. Adını hiç duymadığımız kişiler tarafından zihinlerimize şekil verildi, zevklerimiz biçimlendirildi.”
Reklam
Yoğunluk sorunu üzerinde kafa yorun. Deniz suyu ile kaynak suyu arasındaki ayrımı hiç ölçtünüz mü? Şiirinizin, düzyazınızın yoğun olmasına bakın.
“Hasmınızla en zayıf değil de en güçlü olduğu noktalarda boy ölçüsün.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşünmek sınır aşmak demektir. Dinin en iyi tarafı heretikler doğurmasıdır.
Reklam
Hayat zor kararlarla doludur, Ve kazananlar, bu zor kararları verenlerdir...
Sayfa 473Kitabı okudu
Karım çocukluğunda okulundan nefret eder ve ayrılmayı dilermiş. Yıllar sonra, yani yirmili yaşlarındayken bu tatsız gerçeği ailesine anlatmış ve annesi donakalmış: “Fakat tatlım, neden bize gelip bunu söylemedin?” Lala’nın buna verdiği cevap, kitabımın bugünkü metnini oluşturuyor: “Fakat bunu yapabileceğimi bilmiyordum.” Yapabileceğimi bilmiyordum.
Ben bir hayat yutucusuyum ve beni tanımak için, bir tek beni tanımak için sizin de bütün hepsini yutmanız lazım.
İnsanlığa hitap eden din (İslâmiyet) ateistlerin düşündüğünün aksine ne bir ideoloji, ne sadece ekonomik ve politik bir yapı, ne de felsefi bir dünya görüşüdür. O evreni ve canlıları kucaklayan, onları dili, rengi, kültürü, sosyal statüsü, ekonomik durumu, cinsiyeti, nesebi ya da geçmişiyle yargılamayan tek Tanrı inancını savunan, putperestliği yıkan ve yeryüzünde adaleti amaçlayan engin bir inanç sistemi ve hayat düzenidir.
Çingene, insanın tabiata en yakın kalan güzel bir cinsidir. Zannedilir ki, bu tunç yüzlü ve fağfur dişli kır sakinleri, beşerî şekle istihale etmiş birtakım yeşil ağaçlardır. Çingene bizzat bahardır. Çocukluğumda gördüğüm baharlardan bugün hatırımda kalan hayal; yeşil, kırmızı, sarı şalvarlar giymiş, şarkı söyleyen ve el çırpan bir alay genç ki içinde tahta zurna çalıp bu musikinin vahşi kahkahaları ardından müşabih akisleriyle vadileri inim inim inleten gene bir Çingenedir. Ahmet Haşim
Reklam
Dönüp dolaşıp bilineni söyleyenler, kurulu-düzeni izin verilen ölçüler içinde gıdıklayanlar iyi insan, açıkgöz çıkarcı, örnek parti üyesi olabilir ama y a z a r olamaz.
Eğer dinden, “bilince dayanmayan, bilincin öbür tarafındaki psişik bölgenin karanlığında meydana gelen ruhsal olaylarla canlı bir ilişki”dir diye söz edilirse, sınırlar daima aşılmış olur.
Yaratmanın, daha çok duyulur olanın ve sanatların alanına özgü olduğu yollu bir itiraz olamaz, sanat zihinsel kendilikler varettiği ölçüde, felsefî kavramlar da “duyumluluklar”dır.
Bir Müslüman iyi şartlar içerisinde çok iyi çalışabilirse, çok büyük neticelere varabileceği inancı var bende. Onun için milletimden, Müslümanlardan böylesi bir davranışa sahip olmalarını isterim. Artık Türkler korkak ve taklitçi bir millet olmaktan kurtulmalıdır. Türkler yaratıcı olmalıdır!
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.