Sanmıyorum ki bu fevkalede harika evren, muazzam uzay ve zaman aralığı… sadece tanrının insanların iyi ve kötü için mücadelesini izleyebilmesi için bir sahne olabilir. Sahne böyle bir drama için çok büyük.
‘’Kabiliyet diye bir şey yoktur, aslolan emektir. Kendini yetenekli zannetmek, parlak bir sabun köpüğünden ibarettir. Bu Dünyada çalışmadan hiçbir şey olmaz. Saatlerce, günlerce, aylarca, senelerce çalışmak, çalışmak, çalışmak...’’
Oblomovu okuyan arkadaşlara Uyuyan Adam kitabını da tavsiye derim. Oblomovculuk olarak nitelendiren mevcut isteksizlik halini kayıtsızlık çerçevesinde çok derin tanımlarla ele alıyor Uyuyan Adam kitabı. Kitaptan geçen şu satırların oblomovculuğu nasıl güzel açıkladığını paylaşmak istiyor ve bizlerin hissiz-ruhsuz pozisyonuna adım adım yaklaştıran bu duygu biçiminden bir an önce çıkmasını temenni ediyorum. ‘’Kayıtsızlık,dili geçersiz kılıyor,işaretleri anlaşılmaz hale getiriyor. Sabiırlısın ama beklemiyorsun,özgürsün ama seçmiyorsun,müsaitsin ama hiçbir şey seni harekete geçirmiyor. Hiç birşey
istemiyor,hiçbir şey talep etmiyor,hiçbir şeyi dayatmıyorsun.’’ Ve ‘’Ne bir aşama şurası,ne bir tercih. Dingin bir kayıtsızlık seninki:gri rengin üzerinde hiçbir boğucu his uyandırmadığı gri adam’’
‘