Yapyalnızım…Etrafımda yok senden bir iz…
Odam sessiz…Dışarlarda yağan kar sessiz…
Bu geceler dayanılır gibi değil ki…
Ey şimdi bu satırları okuyan bil ki:
Istıraplar yüz katlı kış gecelerinde…
Sensin beni en onulmaz yerimden vuran,
Fakat sensin yine boş ömrümü dolduran…
Bu çılgının senden başka muini var mı?..
Gitme…Beni senden başka kimse anlar mı?..
Gözlerimi sen ki başka bir ufka açtın…
Nerdesin ya?.. Nerdesin ya?..Ah neden kaçtın?..
Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım;
Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım;
Meğer benim peşinde koştuklarım serapmış…
Bu sükût çiğnenen bir muhabbetin yasıdır.
Bu sükût bir kömürün içerden yanmasıdır.
Bu sükût beynimdeki cinnetin potasıdır;
Görüp aldanmayınız sessizce durduğumu…
Göğsümde gözlerinin sapladığı bir bıçak,
Beynimde hayaliyle alevlenen bir ocak…
İçerim bu haldeyken herkes garip bulacak:
Başımı sükûnetle taşlara vurduğumu…