_Ne anladın dün anlattıklarımdan
_Ya sen ölecekmişsin, ya da o adam
_Aferin. Söyle bakalım, sen olsan ne yapardın?
_Belki o can simidi ikinize de yeterdi
Bir tokat...
_Ben olmasam sende yoktun anlıyor musun?
_Evet baba
_Şimdi söyle bakalım sen ne yapardın?
_Bende senin gibi yapardım baba.
Şimdi düşünüyordum da belki de kötülüğü ağır basan bir
Yıllar önce bir kitapta Alevilerin kökeni Luvilere dayanıyor diye okumuştum, fakat ne kitabın ismini hatırlıyorum nede neye benzediğini. Büyük iktimal Platon'un kitaplarından biri olabilir. Hatta Atlantis dediğimiz şehrin halkları da Luviler'dir diye geçiyordu aynı kitap içinde altını da çizdiğimi hatırlıyorum. Bahsetmeye çalıştığım kitap hakkında bilgiye sahip arkadaşlar varsa yardımınıza talibim. Şimdiden teşekkür ederim 😊
Aydınlıkta köhneliği belirginleşen ve kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. Öylesine
bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum.
Sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri
alarak bu yoğunluğa, olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor.
Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım
yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben. Yere göğe
zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutla tanrının
yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tanrı'yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını.
Kefe'lerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine duygular, duyumlar ve düşünceler
yığılıyor, işte yetkin eşitlik...her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden
satın alınmış bu teraziyi bir gün başka bir eskiciye vereceğim, o gün, tozanlarım her bir yana
dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklemlenecekler ve ben özgürleşeceğim..
#NilgünMarmara
#CanımSıkıntıSınırı