Bazı anların,kokuları ya da resimleri vardır ya hani, alır seni saplar o âna...
Gece yarısı,bir kış soğuğu...
Yıllar sonra aynı yerdeyim, camdan dışarı bakıyorum ve şu görüntü. Artık orada değilim...
Unutmayı çok isterse unutamıyor insan.
İnanmayı çok isterse inanamıyor,gördüm...
Baruta atılan yanmış kibritleri ,susamış denizleri ,her şey yolunda giderken gitmediğini. Korktuğum canavarların yatağın altında olduğunu.
Kurumuş yaprakları ve gülen mezar taşlarını, uçan kaplumbağaları,iyiyim diyen kimselerin iyi olmadığını, her acının zamanla geçmediğini, geçmediğini... Ruhsuz insanları.
Ve en çok "bekleme" diyenin beklendiğini.
Uzakta arananın yanı başında olmadığını, buğulanan gözleri, kederin paylaştıkça çoğaldığını...
Onlarca aralık kapı gördüm...
İlkel çağlardan kalmış köprüler gördüm ki hepsi ben geçtikten sonra yıkıldılar...
Çok görmüş ama geçirememişim...