Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Engin Nazlı

Engin Nazlı
@Engin5252
Karaları deniz yapar dağları rüzgar yapıp kalbine yelken açarım
Teknoloji bölümü
Tekirdağ /Çerkezköy
Ordu /ünye, 1 Temmuz 1992
55 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Engin Nazlı
@Engin5252·Bir kitabı okumaya başladı
İsimsiz Kadınlar
İsimsiz KadınlarSirya
9.3/10 · 205 okunma
Reklam
370 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
133 günde okudu
Sil Baştan
Sil BaştanKen Grimwood
7.6/10 · 7,4bin okunma
Kızın gizemli gülümsemesi sinir bozucuydu, Jeff de holdeki rahatsız koltuklardan birine oturdu. Atkuyruklu bir kız ve sevgilisi Şöminenin yakınındaki Steinway'de "Heart and Soul‟ü çalıyordu. Jeff içeri girince kız gülümsedi ve el salladı. Jeff in kızın kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu, muhtemelen Judy'nin bir arkadaşıydı ve kim olduğunu uzun zaman önce unutmuştu ama yine de kafasıyla selam verip gülümsedi. Ferah holde sekiz-dokuz çocuk daha gözüne çarptı, her birinin arasında belli bir mesafe vardı. Kişinin elinde birer buket çiçek, bir diğerinin ise kalpli kutuda Whitman's şekerlemeleri vardı. Hepsinin yüzlerindeki soğukkanlı ifade içlerindeki o gergin beklentiyi gizleyemiyordu: Afrodit tapınağının kapısındaki talipler, Şatonun perilerini istemeye gelen, henüz sınavı geçememiş talipler. Randevu Gecesi, 1963.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Direksiyona geçti ve arabanın kokusu ve hissi onda baş döndürücü birtakım duygular uyandırdı. Bu eski püskü koltukta yüzlerce, belki binlerce saat geçirmişti: Arabalı sinemalarda, Judy'yle birlikte arabaya yemek alırken, Martin ya da diğer arkadaşlarıyla veya yalnız başına yaptığı yolculuklarda - Chicago'ya, Florida'ya, bir keresinde ta Mexico City'e. Bu arabada ergenlikten yetişkinliğe adımını atmıştı, herhangi bir yurt odasından, evden ya da Şehirden daha fazla hem de. Bunun içinde sevişmiş, sarhoĢ olmuş, en sevdiği amcasının zamansız cenazesine gitmiş, güvenilmez fakat güçlü V-8 motorunu öfkesini, coşkusunu, depresyonunu, sıkıntısını ya da pişmanlığını göstermek için kullanmıĢtı. Arabasına hiçbir zaman bir isim takmamıştı, böyle bir şey yapmak ona çok çocukça gelmişti; ama şimdi bu makinenin onun için neler ifade ettiğini anlıyordu, kendi kimliğinin bu eski Chevy'nin tuhaf kiĢiliğiyle tamamen örtüştüğünü... Jeff anahtarı kontağa soktu ve motoru çalıştırdı. Motor önce bir tekledi, sonra gümbürdedi. Direksiyonu çevirip Clifton Road'dan sağa döndü ve Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi'nin inşaatının önünden geçti. Seksenlerde buraya HKM diyorlardı çünkü artık Hastalık Kontrol Merkezi olmuştu ve geleceğin hastalıkları olan Lejyoner Hastalığı ve AĠDS gibi panik yaratan hastalıklar üzerindeki araştırmalarıyla tüm dünyada tanınıyordu.
Her halükarda, odada yalnızdı ve bu mahremiyetten faydalanıp masasına ve dolabına göz atmaya başladı. Kitaplar tanıdıktı: Fail-Safe, The Making of the President - 1960, Travels with Charley. Yeni, renkleri solmamış ve yıpranmamış kapaklı albümler ona müzik dinleyerek geçirdiği gündüz ve geceleri hatırlattı: Stan Getz ve Joan Gilberto, Kingston Trio, Jimmy Witherspoon ve bunlar gibi uzun zaman önce kaybettiği ya da artık bıktığı onlarcası. Jeff, anne babasının bir Noel'de ona hediye ettikleri Harman-Kardon stereo teybi açtı ve "Desafinado"yu koyup gençliğine ait eşyaları karıştırmaya devam etti. Bol pantolon ve Botany 500 spor ceketlerin asılı durduğu askılar, Emory'den önce gittiği, Richmond'ın dıĢındaki yatılı okuldan aldığı bir tenis kupası, New Orleans'daki Pat O'Brien'dan aldığı, kağıda sarılı duran Hurricane bardak koleksiyonu, Playboy ve Rogue'un düzenlice yerleştirilmiş sayıları.
Reklam
mümkünse." "Tabii ki. Irish coffee?" "Hayır, sade olsun. Az kremalı, Ģekersiz." Geçmişten gelen kız kahvesini getirdi ve Jeff kararmakta olan gökyüzünde giderek belirginleĢen, henüz geliĢimini tamamlamamış Şehrin dağınık ışıklarına baktı. Güneş, Alabama'ya doğru uzanan kırmızı killi tepelerin ardında yıllar sürecek kaotik bir değişime, traj edi ve hayallere doğru kaybolup gitti Buharı tüten kahve dudaklarını yaktı ve onları bir yudum buzlu suyla soğuttu. Bu pencerelerin ardındaki dünya bir rüya değildi; masum olduğu kadar somut, göz kamaş tırıcı derecede iyimser olduğu kadar gerçekti. 1963 baharı. Yapılacak çok fazla seçim vardı.
Engin Nazlı
@Engin5252·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kalbimdeki Boşluk
Kalbimdeki BoşlukDuygu Göker Şentürk
8.8/10 · 43 okunma
Engin Nazlı tekrar paylaştı.
Ahlaksızlığın bu kadar yaygın olduğu bir toplumda bakireliği ne kadarda kutsallaştıyoruz! "Namus kavramı bizler için bacak arasından ibarettir! Oysa bir insanın hayatını mahvetmek de namussuzluğun en büyüğüdür. Bir insanın emeğini yok etmek de, insana hayatı zehir etmek de namussuzluğun en büyüğüydü. Ama bizler hep namusu kadına yükledik. İşte bu yüzden hep bizler kaybettik."
İsimsiz Kadınlar
İsimsiz Kadınlar
Sirya
Sirya
Namus neden sadece bacak arasından öteye geçmiyor!? Kadını, çocuğu, hayvanı döven kişinin de ahlakı bozuk değil midir? Gelecekle ilgili umut vaadiyle sevenini aldatmak, yatağına hiç tanımadığı birini almak kadar iğrenç değil mi?
En zor an Jeff barda arkasında duran aynaya baktığı zamandı. Artık ne göreceğini çok iyi bilerek aynaya baktı fakat yine de on sekiz yaşındaki, solgun ve zayıf suratını görünce Şok oldu. Objektif olarak bakıldığında, aynadaki çocuk her nasılsa olduğundan daha olgun görünüyordu; o yaşta içki içmekle ilgili pek sorun yaşamamıştı, tıpkı şimdi olduğu
Reklam
Cüzdanın küçük bölmelerinden birini açıp bir cevap aradı. Bir Emory Üniversitesi Öğrenci Kimliği buldu, üzerinde Jeffrey L. Winston yazıyordu. Emory kütüphane kartı, yine onun ismine. Decatur'da bir kuru temizlemeciden alınmış bir fiş. Üzerinde bir kızın isminin - Cindy - ve telefon numarasının yazdığı katlanmış bir peçete. Ailesinin Orlando'daki eski evin önünde çekilmiş bir fotoğrafı; babasının hastalığı kötüye gitmeden önce yaşadıkları ev. Judy Gordon'ın gülerken ve kartopu fırlatırken çekilmiş renkli bir resmi; genç ve mutlu yüzü soğuktan korunmak için beyaz kürklü yakalarıyla çevrelenmiş. Ve bir de Jeffrey Lamar Winston adına Florida ehliyeti, 27 ġubat 1965'e dek geçerli.
şoför güneye doğru birkaç blok ilerledi ve Ponce De Leon Avenue'den sağa döndü. Jeff arka cebine uzandı ve birden bu yabancı pantolonun cebinde para olmayabileceğini fark etti ama eskimiş, kahverengi bir cüzdan buldu, ona ait değildi. En azından içinde para vardı - iki yirmilik, bir beşlik ve birkaç birlik - yani taksi ücreti konusunda
224 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.