Shakespeare ile aynı dönemde yaşamış fakat onun kadar konuşulmayan birisi.
Eser dönemine göre belki klasikleşmiş sayılabilecek konulardan birini işliyor.
Mezhep kavgaları, devlet adamlarının çatışmaları...
Kendisi ve kendisi gibi düşünenler hariç herkesi karşısına alabilcek bir kişiyi içeriyor eser.
Özetle 1593 yılından 2022 ve daha sonrası da dahil olmak üzere bu konuda hala bir adım ileri gidememişiz.
Çoğu kaynağa göre öldürülme nedeni net olmamakla birlikte hem ateist hem de eşcinsel olduğu için ya tepki gösterenler ya da devlet tarafından öldürüldüğü söylenir fakat eşcinsel olup olmadığı asla net değildir sadece yazdıklarının içerdiklerinden yola çıkılmıştır.
Bazı komplo teorisyenlerine göre de Marlowe aslında Shakespeare'in kendisidir yani farklı isimde yayınladığı eserlerin sahibidir denir. Hatta William Shakespeare’in 17. Oxford Kontu Edward de Vere’in kullandığı bir takma ad olduğu bile iddia edilir bunların dışında herkesin tanıdığı ve bildiği filozof Francis Bacon'ın O dönemde yazılması hoş karşılanmayan oyunları Shakespeare adıyla yayınladığı bile düşünülür. İnanıp inanmamak size kalmış bana göre saçmalıktan başka bir şey değiller.
Sabahattin Ali'nin geç okuduğum eserlerinden biri daha. Böylesine derin bir eseri neden bu kadar geciktirdim bilmiyorum. Bazen kendime kızıyor bazense daha olgun bir kafa yapısıyla okuduğum için mutlu oluyordum.
Kitap bazıları için belki de klasikleşmiş aşk romanlarından farksız fakat herkesin dediği şeyse anlatılış biçiminin ne kadar üst düzey olduğu.
Sabahattin Ali neden böyle bir eser yazdı bilmiyorum ama iyi ki böyle bir eserden mahrum bırakmamış bizi.
Türk Edebiyatının ön önemli eserlerinden olan bu baş yapıt kesinlikle okunmayı hak ediyor.