Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ersin özkaya

Ersin özkaya
@Ersin288
Aptal bir adamı kültürlü olarak görmeyin, ama yetenekli bir adamı akıllı olarak düşünebilirsiniz; aptal bir çekingene gerçek bir derviş gibi hürmet etmeyin. Aptallarla birlikte olmaym, özellikle de kendini akılı sananlarla. Ve kendi cehaletinizden memnun olmayım. İlişkilerinizin yalnızca iyi üne sahip insanlarla olmasma dikkat edin; çünkü insan ancak böyle bağlantılarla iyi üne kavuşur. Susam yağının güller ve menekşelerle nasıl kartştığmı ve bir süre güller ve menekşelerle birlikte olduktan sonra' nasıl susam yağı olmayı bırakıp gül yağı veya menekşe yağı olduğunu görmüyor musunuz?
Reklam
Birçok şeyin bulaşıcı olduğu söylenir. Uyku ve esneme bulaşıcı olabilir. Geniş ölçekli stratejilerde düşmanınız heyecanlı ve acele etme eğiliminde görünüyorsa buna hiç aldırmayın. Tam bir sakinlik görüntüsü verirseniz düşmanınız buna kanar ve rahatlar. Rakiplerinizin ruhlarına mikrop bulaştırabilirsiniz. Onlara sıkıntı, hatta zayıflığın bulunduğu kaygısız, sarhoş gibi bir ruh hali bulaştırabilirsiniz.
Vezir efendisine otuz yıld1r hizmet ediyor, sadakati, dürüstlüğü ve Tanrı'ya bağlılığıyla hayranlık topluyordu. Bununla birlikte, dürüstlüğü sarayda birçok düşman edinmesine neden olmuştu. Bu düşmanlar onun ikiyüzlülüğü ve hainliğine dair söylenti/er yaymışlardı ortalığa. Bu insanların sultan üzerinde sürek// işlemeler/ sonucunda o da masum

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geyik için tuzağa yem koyduğumda kokuya gelen ilk geyiği vurmam, bütün sürü toplanana kadar beklerim. Otta von Bismarck, 1815-1898
Görme yeteneğini kaybeden ve yiyecek aramak için toprağı eşelemeye alışık olan bir tavuk kör olmasına rağmen büyük bir çabayla eşelemeye devam ediyordu. Çalışkan bir aptal için bunun ne yararı vardır? Keskin bakışlı bir başka tavuk ayaklarını hiç yormadan bir kenarda bekleyip, tek bir eşeleme bile yapmadan başkasının çalışmasının meyvesini alıyordu. Çünkü kör tavuk bir arpayı bulur bulmaz tetikteki arkadaşı yalayıp yutuyordu bunu.
Reklam
Bir gün kaplumbağa fille karşılaşır, fil, "Yolumdan çekil ufaklık! Üzerine basabilirim!" diye bağırır. Kaplumbağa korkmaz ve olduğu yerde kalır, böylece fil üzerine basar ama onu ezemez. "Böbürlenme, Bay Fil, ben de en az senin kadar güçlüyüm!" der kaplumbağa, ama fil yalnızca kahkahalarla güler. Kaplumbağa ondan ertesi sabah kendisinin bulunduğu tepeye gelmesini ister. Ertesi sabah güneş doğmadan kaplumbağa tepeden aşağı nehre doğru iner, orada gece yemeğini yedikten sonra tekrar suya dönmek üzere olan suaygırıyla karşılaşır. "Bay Suaygırı! Seninle halat çekme oyunu oynayalım mı? Senin kadar güçlü olduğuma bahse girerim!" der kaplumbağa. Suaygırı bu saçma fikre güler, ama kabul eder. Kaplumbağa uzun bir ip getirir ve suaygırına kendisi, "Hey!" diyene kadar ağzında tutmasını söyler. Kaplumbağa tepeye çıkar, sabırsızlanmaya başlayan fili bulur. File ipin diğer ucunu verir ve, '"Hey' dediğim zaman ipi çekeceksin ve hangimizin daha güçlü olduğunu göreceksin," der. Sonra tepenin yarısına kadar inip görünmeyeceği bir yere saklanarak bağırır. "Hey!" Fil ve suaygırı ipi çekerler, çekerler, ama hiçbiri digerini. kıpırdatamaz, ikisinin de gücü eşittir. İkisi de kaplumbaganın kendisi kadar güçlü olduğuna karar verir. Hiçbir zaman başkalarının sizin için yapabileceği bir şeyi yapmayın. Kaplumbağa işi başkalarının yapmasını sağlayarak övgüyü kendi topladı.
Bir kabile, ortadan rahatça kırılabilecek tek bir ok gibidir. Ama bir çoğu bir araya gelirse kırılmaz. Kırılmamıza izin vermeyin!”
Kötü bir vicdanla başa çıkmak kötü bir şöhretle başa çıkmaktan kolaydır.
Winston Lord üzerinde günlerdir çalıştığı bir raporu Kissinger'a verdikten sonra üzerinde, "Yapabileceğinin en iyisi bu mu?" yazısıyla geri gelir rapor. Lord raporu yeniden yazar, düzenlemeler yapar ve tekrar teslim eder; yine aynı kısa soruyla geri gelir rapor. Bir kez daha düzelttikten ve Kissinger'dan yine aynı soruyu aldıktan sonra Lord parlar. "Kahretsin, evet, yapabileceğimin en iyisi bu." Kissinger şöyle cevap verir: "Güzel, o halde artık okuyabilirim raporunu."
Bir bakanın aptalca bir şey söylemesi yapmasından daha zararlıdır.
Reklam
insanlar bir iyilikten çok, incinmenin karşılılığını vermeye hazırdırlar, çünkü minettarlık bir yüktür, intikam ise zevk.
Aynı zamanda büyük bir okçu olan Veda uzmanı Brahma rahibi, şimdi kral olan iyi bir arkadaşına hizmetini teklif ediyor. Brahma Rahibe Ülkeleri, "Beni tanidin mi, senin arkadanim!" diye bağırır. Kral küçümsemeyle karşılık verir ve sonra ayrılır. "Evet, daha önce arkadaştik, ama arkadaşlarımız sahip oldukları yerde hangi güce dayanıyordu ki.. Seninle arkadaştım, iyi brahma, çünkü amacıma hizmet ediyor bu dostluk. Bir düşkún zenginin, bir aptal akııllının ve korkak cesurun arkadaş olamaz. Eski bir arkadaş... ona kimin ihtiyacı var ki? Arkadaşlık üyeleri ve evlenenler eşit zenginliğe sahip olanlar ve eşit doğanlar, bir zengin ve zayıf arkadaşlar olamaz.. Eski bir arkadaş... ona kimin ihtiyacı var ki?."