Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evin kurt

Sabitlenmiş gönderi
"Varoluş, apaçık gerçekleriyle yolumuza dikilir. Biz, varolmayı unutmuş sıradan hayat olaylarına kaptırmış giderken... İstenir ki hayat kimindir, kimin için yaşanıyordur, anlayalım. Ve istenir ki gerçekten bize verilenleri alçak gönüllülükle mi mukabele ediyoruz bilelim."
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
... günümüzde insanları düşünmekten alıkoyan bir seri faaliyet ve meşgalelerin müşrik düzenler tarafından niçin teşvik edildiğini daha iyi anlıyoruz. Franco'nun yıllarca halkını yüz binlik beşiklerde arena ve stadyumlarda uyutmasına fırsat veren boğa güreşleri ve futbolun işlevini günümüz Türkiye'sinde başta TV kanalları( aptal kutuları) olmak üzere pek çok vasıta pekala icra etmektedir. Gençliği peşinden sürükleyen moda meşguliyetler(müzik, eğlence,futbolizm, uyuşturucu vb...)beyinleri tefekkürden, okumak, araştırmak, gerçeği bulmaktan alıkoyduğu gibi Kur'an'a muhatap olmaktan da uzaklaştırmaktadır.
Bilin ki Allah cansız(ölü) hale gelen toprağa yeniden hayat verir! Belki aklınızı kullanırsinız diye size ayetleri açıkladık. (Hadid 57/17)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
TV ekranları ve boyalı basın kanalıyla hızlı bir şekilde yaygınlaştırılmaya çalışılan çıplaklık kültürünün, manevi duyguları ve ahlaki erdemleri nasıl kemirdiğini hep birlikte görüyoruz. Bugün dünyada ve Türkiye'de çıplaklık kültürü ile ahlaki erozyonun at başı gitmesi hiç de tesadüfi değildir.
Öte yandan demokrasi, özgürlük, şeffaflık adı altında her türlü hayasızlığı gözler önüne sermek, insanların yatak odalarına, özel telefon görüşmelerine kadar mahremiyetlerine girmek suret-i haktan gözüküp yanlışı "doğru gibi" göstermek, halka hizmet ettiğini iddia edip onu aldatmak, kamuoyunu haberdar ediyoruz deyip gerçekleri ustaca saklamak, insanları bilgilendiriyoruz deyip cahilleştirmek; bütün bunlar da medyanın şeytani desiselerindendir.
Reklam
Medya şeytanliği
"Ya medya olmasaydı!" bağırtılarıyla birer "hakikat havarisi" kesilen yalancı medya toplumsal kirliliğin ve ahlaki çürümenin en büyük mimarı olduğunu unutturmaya çalışmaktadır. İktidarların kredileriyle beslenen, halkı tabak çanak vs kuponlarıyla aldatan, çıplaklığı ve her türlü çirkin hayasızlığı yaygınlaştıran, reyting uğruna her türlü rezaleti yaygınlaştıran, sanki onlar değildir! Ama şeytanın kadim taktiği budur: Yaldızlı sözlerle ve zihin çelen yarı hakikatlerle halkı ifsad etmek.
"Kur'an, yalnız bilgilenip kültürümüzü arttırmak için değil, onun şaşmaz ilkelerine tabi olmak, emirlerine uyup yasaklarından kaçınarak dünya ve ahirette mutlu olmak için okunur."
"Ey iman edenler, siz kendinize bakın! Siz doğru yolda olduğunuz takdirde sapan(lar) size asla zarar veremez." (5/105)
Batı mahreçli ve seküler temele dayalı "küresel degerler"in etkin ve yoğun biçimde, "ortak aklın ürünü" olarak tüm insanlığa dayatılması, bu zihinsel sarsıntıyı teşevvüşe/ akli karışıklığa dönüştürüyor. Müslüman zihin, neyin hak neyin batıl, neyin doğru neyin yanlış, neyin hayrr neyin şerr, neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor; tevhid çizgisinde ve vahyi sabitelerde sebat edemez hale geliyor. Aklın, imanı ve basiretin merkezi olan kalpler kayıyor kıbleler flulaşiyor, istikametler şaşıyor.
"Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz" (Haşr 59/21)
Reklam
"Bu Kur'an ki, onunla dağlar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa (yine bu Kur'an olurdu). Fakat emir bütünüyle Allah'ındır. İman edenler, kafirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfür de direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınına konacak. Nihayet Allah'ın vaadi gelecek. Muhakkak ki Allah vaat ettiği zamanı şaşırmaz."(Ra'd 13/31)
Esasen; Dosdoğru yol da, eğri/sapık yollar da bellidir. Ve Allah'a götüren yol tektir."
Yüce Rabbimiz, kulunun isteğine ve çabasına göre ya göğsünü İslam'a açar ya da daraltır/kapatır."
Eğer Allah dilese, insanları bir tek ümmet kılardı. Ama O, iradelerine göre kimini saptırıyor, kimini de doğru yola iletiyor. Bu sebeple de onları "Yaptıklarınızdan dolayı mutlaka sorumlu tutulacaksınız." (Nahl 16/93) diye ihtar ediyor.
Nitekim varoluşsal problemin en büyük cevabi...
"Biz göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları boşuna yaratmadık." (Sâd 38/27) "Biz göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları oyun/eğlence olsun diye yaratmadık."(Enbiya 21/16) "İnsan 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?"(Kıyamet 75/36)
499 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.