"Şimdi soruyorum size; aklım daha da uzaklara çekildiiğinde ne yapacağım? Ne yapacağım, dipte bekleyen çamurlu tepeler, heybetli tapınaklar gibi göğe yükselirken? Avcumda kalan üç beş kelimeyle yaşamaya çalışırken, heybeliyi diyemezken mesela, çamuru diyemezken, balçığı çoktan unutmuşken, ne isim vereceğim onlara? Söyleyin, söyleyin var mıdır lügatte hepsine mukabil bir kelime, var mıdır hayatta, hepsine mukabil bir his?"