Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Remziye Baytar

Remziye Baytar
@Eyizmerrrr
Sıkı Okur
instagram.com/remziye_baytar?... Madem yanlış, neden bu kadar doğru? ️ #231027271 #228770459
Felsefe Öğretmeni MEB
Akdeniz Üniversitesi Felsefe Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık
Batman, 1990
1397 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Zoe 14 yaşında kız kardeşine Külkedisi’ni okuyor. Külkedisi’nin neden her söylenene itaat ettiğini, neden o korkunç üvey anneye boyun eğdiğini, neden bir prensin çıkagelip kendisini kurtarmasını, bekleyerek zaman kaybetmek yerine, bavulunu toplayıp gitmediğini merak ediyor.
Sayfa 28 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
başkaları bize uzak… Çok uzaktır. Tek başınayızdır ve bu yalnızlığı ortadan kaldırmak olanaksızdır. Ne düşündüğümüzü tam olarak anlasınlar diye, birilerini kafamızın içine sokamayız, hiç kimseyi duygularımızın merkezine davet edemeyiz, hissettiklerimizi hissedebilmesi için kimseyi bedenimizin içine çağıramayız.
Sayfa 27 - Günışığı Kitaplığı
İçimizde neler olup bittiğini hiç kimsenin anlamadigini düşündüğümüz anlar vardır. Konuşmaya, açıklamaya falan çalışırız, ama hiçbir işe yaramaz. Böyle anlarda, başkaları bize uzak… Çok uzaktır. Tek başınayızdır ve bu yalnızlığı ortadan kaldırmak olanaksızdır. Ne düşündüğümüzü tam olarak anlasınlar diye, birilerini kafamızın içine sokamayız, hiç kimseyi duygularımızın merkezine davet edemeyiz, hissettiklerimizi hissedebilmesi için kimseyi bedenimizin içine çağıramayız.
Sayfa 27 - Günışığı Kitaplığı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Herkes ama herkes, bize baktığında farklı bir şey görür. Somurtkan biri, hayalperest biri, özenli, eğlenceli, huysuz, kuralcı ya da kibar biri… Bu yargılardan hoşlanırız ya da hoşlanmayız , onları doğru buluruz ya da bulmayız. Ama her şekilde, bu yargıların sınırları içinde kendimizi sıkışmış hissederiz. Başkasının gördüğü, kişiliğilerimizin yalnızca bir parçasıdır.
Sayfa 26 - Günışığı Kitaplığı
‘Biz’den kaçmak kolay değildir. Herkes onun içinde doğmuş, şekillenmiş, herkes başkaları gibi düşünmeye ve davranmaya, başkalarıyla birlikte yaşamaya alışmıştır. ‘Ben’ demek bir zaferdir. ‘Biz’e karşı kazanılmış bir zafer. Zor kazanılmış ve ömür boyu sürecek bir zafer.
Sayfa 24 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
“Biz oldum olası yaparız bunu, eski köye yeni adet getirecek halin yok. !” Diyor Goran. “Var.” diyor Oliver. Bugün Oliver kaçıyor. “Biz”den ayrılıyor. Bugün Oliver “”Ben” demeye karar verdi.
Sayfa 24 - Günışığı Kitaplığı
Her insan topluluğunun kendine özgü alışkanlıklar, dili, düşünceleri, görüşleri, inançları … vardır. Her insan topluluğunun sahip olduğu bu özelliklere “kültür” denir. İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren “biz”in bir parçasıdır. Bir ülkenin, bir bölgenin, bir şehrin, bir mahallenin, bir sokağın, bir apartmanın, bir ailenin… şunun yapılıp bunun yapılmadığı, şöyle düşünülüp böyle düşünülmediği bir grubun… Bir insan doğduğunda, başkaları çoktan oradadır. Hiç kimse boşluğun ortasına balıklama atlamaz. Her zaman bir kültürün içine baş aşağı doğarız, her zaman başkalarının arasına dalarız.
Sayfa 21 - Günışığı Kitaplığı
Süleyman’ın yaşadığı 1870 yılında, erkekler bebekleri okşamaz, bezlerini değiştirmez, banyolarını yaptırmazdı. 140 yıl sonraysa Cenk, bir erkek olmasına rağmen, bebeğine bakmak için bir süreliğine işten ayrılmaya karar veriyor.
Sayfa 21 - Günışığı Kitaplığı
Doğanın belirlediği program nereye kayboldu? Hiçbir yere kaybolmadı, çünkü böyle bir program yok. Erkeğin doğası, kadının doğası, Arapların doğası, Asyalıların doğası, Afrikalıların doğası, Batılıların doğası, Doğuluların doğası diye bir şey yoktur. Her insanın içinde doğduğu, büyüdüğü, yaşlandığı ve öldüğü kültürler vardır.
Sayfa 20 - Günışığı Kitaplığı
Uzun yıllar şöyle düşündük: Erkek, çalışıp eve para getirmek için yaratılmıştır, bu onun doğasında vardır. Kadınsa, evde kalıp çocuklarla ilgilenmek için yaratılmıştır, bu da onun doğasıdır. Sanki, insanların doğar doğmaz belli olan ve onlar bazı şeyleri yapıp bazılarını yapmamaya şöyle ya da böyle bir karaktere sahip olmaya programlayan bir doğaları varmış gibi.
Sayfa 20 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
Sarp’ın büyük dedesi Süleyman, çocuklarıyla hiç ilgilenmemişti. Yemekten önce alanlarına birer öpücük kondururdu, o kadar. 1870 lerde, yapacak önemli işleri vardı. Üstelik çocuklar, kadının işiydi. Sarp’ın dedesi Salih’in 6 çocuğu oldu. O da çocuklarıyla pek fazla zaman geçirmedi, özellikle de, onlar bebekken. Eşi çocuklarla gayet güzel ilgileniyordu. Sarp’ın babası Remzi‘nin 3 çocuğu oldu. Sarp, altıncı yaş gününü hatırlıyor, 4 Aralık 1955. Babası ona bir olta hediye etmiş ve o günden sonra her pazar onu balık tutmaya götürmüştü. Öbür iki kardeş kızdı ve evde anneleriyle kalırlardı. Sarp’ın oğlu var. 1980 yılında doğan Cenk. Doğumeviinde Cenk’e ilk banyosunu Sarp yaptırdı. Evde de onu yıkamaya devam ettir, suyun altında oğluna masaj yapardı. Cenk buna bayılırdı. Geceleri Cenk uyandiginda, Sarp onu yeniden uyutmak için saatlerce sallardı. Bugün Cenk’in eşi hamile. Cenk, evde kalıp bebeğe bakmak için patronundan altı ay izin istedi.
Sayfa 18 - Günışığı Kitaplığı
Bu makinanın işe yanycanı hiç sanmıyorum. Ben zaten geceleri hep Tivideki geç vakit şovlarını izliyorum ve hiçte akıllı olmadım. Belkide sadece bazı filimler insanı akıllı yapıyodur.
Sayfa 32 - Koridor Yayıncılık
Saçmasapan bişey o. Uyurken akıllı olabiliyosan ozaman insanlar neden okula gidiyolar.
Sayfa 32 - Koridor Yayıncılık
Beyin sen uykuya dalmadan önce daha iyi örenir dedi
Sayfa 32 - Koridor Yayıncılık
Uyanıkken bile ne dedini bilmiyorum uyurken nasıl anıycam.
Sayfa 32 - Koridor Yayıncılık
16,7bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.