Yine gözlerim kapalı gördüm seni.
Yine cesaretim örtü altından.
Hevesim ve umudum yine tapzate.
Açıldı gözler.
Ne sen varsın,
Ne cesaret,
Ve ne de umut..
"Hüzün bir yere girdiğinde kendisinden başka sultan tanımaz."
İlave ediyor Ebu Ali Ed-Dekkâk, "Hüznünü kaybedenin birkaç senede katedemediği mesafeyi hüzün sahibi bir ayda kateder."
Hüzünden daha hızlı koşan at mı var cennette!
Zenginlerin içinde fakirler var, fakirlerin içinde zenginler. Nerede öz, nerede kabuk. Kim fakir kim zengin belli değil. Kim kaybetti yarışı, kim önde takvada. Kim yoksulken dağıtıyor zengin gibi. Kimin elleri bağlı zenginken.
3000 yıl önce yazılmış bir Likya şiiri.
Beni bulamazsan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın.
Kestiğim taşları, açtığım yolları,
İşlediğim heykelleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
Parmak izlerimiz değecek birbirine...
Usulca onun yanına, koltuğun kenarına çömeldim, gözlerimizi hizaladık ve tıpkı onun gibi fısıldayarak konuşmaya başladık.
'Hiç doğmamış olmayı dilerdim...' dedi.
Ya rabbi, bu nasıl bir çığlıktı böyle!