Emine şenlikoğlu bir kitabında şöyle demişti, "kadına en büyük kötülüğü yapan yine kadındır" arkadaş nedir bu çıkar adımları atıp istediğini elde ettikten sonra sırtınızı çevirmek? Fark ettim de takipçi kasmak için takip edip geri dönüş alınca takipten çıkan arkadaşların hepsi kadın... takimten çıkanları, takipten çıkıyorum...
Babasız büyüyen çocuklara ithafen yazdığım ( babam yaştayım) adlı eserimin de yer aldığı
Ruha dokunan mısralar adlı derleme kitabımız 1 Ekim'de satışta olacak...
Şimdi şöyle...
Ben bu hayata ne yorum yapsam
eksik kalır cümleler, can suyu kurur,
bütün kelimeler elini eteğini çeker hayattan,
rotasız kalır hayaller zihinleri kemirir, kum tanelerinin zerresine çevirir bütün yaşamları...
Eskilerin bir hikayesi vardı aklıma takıldı içinde gezinip durdum, aşkla dolup taşan
içindeki derin yangınlardan kurtulamayan.
Ama güven vardı o zamanlar
aşkın hakkı veriliyordu,
hayat güzeldi,
insanlar sadakatliydi....
Şimdilerde delirme rotaların da
bütün insanlar kendileriyle
bir savaş halinde...
Çaresizlik okadar çok hüküm sürüyor ki yüreğimde, zihnimin zelberi artık yükümü taşıyamıyor...
karamsarlığın baş köşesine oturmuş
derin düşüncelere dalmış, bedenimden ziyade
yorulmuş ruhum ayak uçlarımdan çıkıyor.
Anlamsız kaldı bütün şarkılar
mırıldanmayı bıraktım artık
suskunluğum da boğuldu
bütün anılar...
sonra bedenim ruhunu
firar etti göçmen kuşlar gibi....
Bazen ne hayrı düşünür insan
nede şerri öyle kaptırırki
derin duygulara kendini
sanki o hisleri yaşamazsa
hayatı eksik yaşayacakmış
gibi hisseder.
Oysa ne hayatlar vardır
dertsiz tasasız hayra doğru yol alan.
İnsan yeterki Rabbini bilsin gerisi yalan...
Öylece sustum
alışmaya çalıştım senden kalan yürek yangınının bir ejderhanın nefesi misali yüreğimin içinde yer edinip durmadan yanan.
Sonra evet yarım kalan muhabbetleri, bardağın yarısında kalıp soğumaya yüz tutmuş demli çayın geldi aklıma.
Değdi mi? Yarım kalmalara...