Bir insan her şey olamaz, talebe de hayat adamı değildir. O ne memurdur, ne esnaftır, ne diplomattır, ne de idare adamı... O sade talebelik mesleğinin adamıdır.
Sayfa 106 - Dergah Yayınları - 31. Baskı - Nisan 2018Kitabı okudu
Muallim meselesi, maarif dâvamızın ana meselesidir. Maarifi yapacak olan muallimdir. Şayet değerlendirilmezse, maarifi yıkan da o olur.
Evvelâ muallimin meslek adamı olması, muallimliğin bir meslek haline gelmesi lâzımdır. Az zamanda çok mektep açma iştihasına kapılarak ölçüsüz şekilde kabartılan muallim kadrosu, altmış çeşit meslek ve menşeden insanları içerisine aldı. Muallim doktor olamaz; lâkin doktor muallim olabilir. Muallim avukatlık yapamaz; fakat avukat muallimlik yapabilir. Muallim tüccar değildir, ama tüccar muallim olur. Çünkü bütün bu insanlar birer mesleğin insanıdırlar; yalnız muallim mesleksiz adamdır. İşte eğer varlığı kabul ediliyorsa, maarif faciasının sebebi bu hâdisedir. Çok çeşitli mesleklerin karışığı olan muallimlik henüz meslek olamamıştır. Bu durum, feci neticeler doğurdu: Evvelâ muallimle ilim adamı arasında bir uçurum açılmak istendi. İdeal muallim, sadece sınıfa zamanında girip çıkan ve müdürüne itaat eden bir insan olarak alındı.
Sayfa 107 - Dergah Yayınları - 31. Baskı - Nisan 2018Kitabı okudu