“Faşizmi hep kötülükle eş tuttuk biz. Halbuki niyetini densizce başa kakan, boşluğuna yumruk gibi oturan her iyilik de faşist bir eylemdir. Yoksa bu kadar insan seviyordum, öldürdüm deyip çıkar mıydı işin içinden? Ya da yavaş yavaş usul usul severek öldürür kıyar mıydı biri diğerinin canına? Kalp insan haysiyetinden daha ağır değildir. Kirli kan atılmıyor hiç bedenden, bir yerde birikiyor, bileniyor, kinleniyor, hükmediyor, kastediyor. Yavaş yavaş olan bu, olduruyor insan kötülüğü.”
“Ama gerçeklerle yalan söylüyorsun kendine,; karşına kim çıkarsa ona değil, onun hikayesine bakıyor, kendi anlatına ekliyorsun. Yaraları sevme huyundan vazgeç Hayriye. İnsan yaralı bir hayvan, sen ne yapsan iyileşmez, sevsen de geçmez sövsen de.”
“Hayriye hanımın her türlü otu kaynatmak gibi bir alışkanlığı vardı. Akşamları mutlaka içkisini içer, sigaraları ardı ardına yakar, biraz da sağlıklı olayım diye yatmadan mutlaka rezene, papatya ya da melisa kaynatır içerdi.”