Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nisanur

Nisanur
@Fikirkabugu
Öğretmen
İstanbul
89 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Nitekim İhlas Suresi kısalığına mukabil taşıdığı iman dersinin bu genişliği ve derinliği ile bizatihi Rasul-i Ekrem aleyhissalatu vesselam tarafından fazileti en büyük sure olarak tarif edilmiştir.
Reklam
"Kul huvallahu ehad" ile başlayan kısacık sure, içinde 'İhlas' kelimesi geçmemekle birlikte, Resul-i Ekrem aleyhissalatu vesselamın talimiyle, sahabileri tarafından 'İhlas Suresi' olarak anıla gelmiş ve umum Ümmet umum asırlar boyu bu sureyi o adla bilmiştir.
Kainatı yaratan, Kainat içinde yarattığı insana, yarattığı kainatta Neyi nasıl kullanacağını, Nerede nasıl davranacağını 'Ubudiyet' adlı bir ilahi standart suretinde bildiriyor. İnsanı bilinen insani özellikler ile yaratan, o kabiliyet ve özelliklerini nasıl ve nerede kullanılacağını, Kur'an'ı ve Resulüyle öğretiyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En 'hafif' haliyle mesela beşeri zenginlik standardına ulaşmaya ve uyumaya çalışan müminlerin hayatından, israfa girmeme, gösteriş yapmama, İnfak etme, yoksul doyurma gibi ilahi ölçüler uzaklaşıyor. Sağ elle yemeyi sorgulayanlar, 'Bıçak sağ elde, çatal sol elde' standardını nasıl da dayatıyorlar!
Dindar birçok zengin, aynı zenginlik standardı gereği kendisini dindar olmayan zenginlerin de tercih ettiği semtte oturmayı endeksliyor.
Reklam
Kur'an'ın her daim tefekküre çağırdığı kainattan esirgenen nazarlar, insanı En azından boşu boşuna oyalayan, Ama çoğu zaman kalp ve ruhu yaralayan televizyon programları karşısında heder ediliyor.
Sözün kısası, modern dünyanın Müslümanları olarak müthiş esaretler altındayız. Modern dünya ile Hesaplaşma görüntüsü altına dahi, çoğu zaman bu gerçekleşiyor.
Onlar ilk tebliğ döneminde 9 yılda sayıca ancak 40 kişiye ulaşabilmiş; ama yaşadıkları tüm ağır sınama ve Zorluklara rağmen inandıklarından asla taviz vermemişlerdi. Oysa biz, dünyanın neredeyse yarısına yayılan muazzam bir kütle olarak, dünyanın her yerinde, dünya ehline karşı binbir tavizle yaşar haldeyiz. Sözün kısası, o küçücük topluluğun yaşadığı özgürlüğün binde birine bile uzak bir hal içinde yaşıyoruz.
Onlar sayıca bir avuç oldukları ve bütün dünya karşılarına olduğu halde özgürdüler. Oysa Biz sayıca 1 milyarı Aşan Bir müslüman kitleyi teşkil etsek bile, esir haldeyiz.
Keza, her bir insanın sevmek, Acımak gibi Cemali duyguları, kızmak ve öfkelenmek gibi Celali duyguları vardır. Aslolan, bunları dengede tutmak, yani rabbinin onları vermesindeki hikmete göre kullanmaktır. Mesela İnsan şefkatli olmalı; ama zalime değil mazluma, nefse değil Kalbe şefkatli davranmalıdır. Keza insanda gadab olmalı; ama mazluma değil zalime, Kalbe değil nefse gadablı davranmalıdır.
Reklam
Dağlar azametiyle, denizler enginliği ve dalgalarıyla, ve gökyüzü her biri dünyamızdan kat kat büyük semavi kandilleriyle bize Celali hatırlatır ve zülcelal'e işaret eder. Aynı dağların, denizlerin, ve göklerin seyrine de doyum olmaz. O Celal içinde bir Cemal vardır. Böylece dağlara, denizlere, göklere, tüm azametli şeylere bakan insan, Onların bir Celil-i zülcemale olan işaret ve delaletlerini görecektir.
İnsan Allah'ı her şeyin Rabbi, göklerin, yerin, içindekilerin Rabbi diye tanımaya Çalışırken, ola ki kendini unutur. tüm alemlerin Rabb'inin kendisinin de Rabbi olduğu ola ki gözden kaçar. Oysa, hiç dünyasından çıkarmaması; kalbine, aklına, ruhuna, tüm duygularına sindirmesi gereken husus, alemlerin rabbinin kendisinin de Rabbi olduğudur.
Kur'an ayetleri arasında dolaşırken de İç dünyaların habercisi böylesi harici ölçüler çıkar karşımıza furkan-ı hakimiyle Rabbimiz bize gerek mümini, gerek kafiri, gerek münafıkı tanımaya sağlayan bazı harici ölçüler ve ipuçları sunar. Ve, Maûn suresinde olduğu gibi birçok surede bir kişinin kalbinde imanın yer edip etmediğinin iki ölçüsü olarak sıklıkla şu iki husus belirtilir: yoksulu doyurmak, yetimi gözetmek.
Kimi davranışlar, kimi niyetlerin habercisidir. kimi bakışlar kimi düşünceleri ihsas eder. göz, Kalbin Aynasıdır. dil, kalbin tercümanıdır.
Namaz ise hazırâne ubudiyetin zirvesidir. kulun kendisini ve tüm sebepleri aşarak Rabb'inin huzurunda durduğu muazzam bir Ubudiyet halidir. namaza gerçekten hakkını veren biri zaten rızkı vereni de bilir.
291 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.