Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat

Fırat
@Firatsacma
Mühf
İstanbul
38 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinlerinden seslenir, yanına çağırır bizi. Ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni, ölümün seslenişini duymuş olmamızdır...
Reklam
Yalnızlık ve inziva sonsuz, koyu yoğun gecelere benziyordu. Koyu, yapışkan, bulaşıcı karanlıkları olan ve boş kentlere çökerek şehvet ve kin uykuları yaymayı bekleyen gecelere benziyordu.
Derdin, meşakkatin varlığını, ama hiçbir anlamları olmadığını görüyordum. Aşağılık adamların arasında, bilinmeyen bir soydandım ben, eskiden benim de kendi dünyalarından olduğumu unutmuşlardı. Korkunç bir şeydi bu: ne tam diri, ne tam ölü olduğumu hissetmek. Bir canlı cenazeydim artık; ne beni diriler dünyasına bağlayan bir şey vardı, ne de ölümdeki unutmadan, huzurdan yararlandığım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler.
Reklam
Şimdiye kadar tasarladıgım haliyle dünya, değerini yitiriyor, geçersizleşiyordu; gecenindi söz; dünyanın yerine gecenin karanlığı hüküm sürüyordu (bana öğretmemişlerdi geceye bakmayı, geceyi sevmeyi).
Ah, cahil çocukluk günlerimdeki gibi mışıl mışıl uyumak! Dağdağasız, rahat uyku!
Acaba bir baştan bir başa hayat, gülünç bir kıssa, inanılmaz ve ahmakça bir masal değil midir?
Ancak gözleri... Bana affı mümkün olmayan bir günah işlemişim gibi kınayarak bakıyorlardı. Gözlerini çizemiyordum. Gözlerinin hayali aklımdan çıkmıyordu.
Yalnızken ruhu bir kanser gibi kemirerek bitiren yaralar vardır hayatta.
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Çoğunluğun Zorbalığı
Çoğunluğun ZorbalığıAlexis de Tocqueville
7.4/10 · 1.243 okunma
Öyle insanlar var ki, halkın sadece kendisini ilgilendiren konularda adaletin ve aklın sınırlarından bütünüyle çıkamayacağını, bu nedenle de tüm iktidarı onu temsil eden çoğunluğa vermekten korkmamamız gerektiğini söylemekten çekinmiyorlar. Ne var ki bu bir kölenin dilidir.
Çoğunluğun manevi tahakkümü kısmen, tek bir insandansa bir araya gelmiş birçok insanda daha çok bilgi ve bilgelik olduğu, yasa koyucunun niceliğinin niteliğinden daha önemli olduğu fikri üzerine kuruludur. Bu aslında insan zekasına uyarlanmış eşitlik kuramıdır. Bu öğreti insan kibrinin son sığınağına saldırır. Bu nedenle azınlıkta bu olanlar onu güçlükle kabullenir ve buna alışmaları çok uzun sürer. Dolayısıyla çoğunluğun iktidarı, tüm iktidarlar gibi, belki diğerlerinden de çok, meşru görünmek için uzun vadeye ihtiyaç duyar. Yeni yerleşirken itaati dayatmayla sağlar, ancak onun yasalarına tabi olarak uzun süre yaşadıktan sonra ona saygı duyulmaya başlar.
264 syf.
·
Puan vermedi
·
47 günde okudu
Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı 1
Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı 1Tolga Şirin
9.1/10 · 41 okunma
Eşitsiz koşullarda özgürlük olmaz, varsa da yanıltmacadır. Eşitsizliği kurumsallaştıran bir eylem, sadece söz olmanın ötesine geçer ve liberal paradigmanın biçimsel eşitlik ön koşulunu dahi ortadan kaldırır. Bu nedenle fikirlerin serbest piyasası düşüncesi arızalıdır. Unutulmamalıdır ki tavukların tilkiyi öldürme olasılığı şakadan ibarettir zira bunu yapacak kapasiteleri yoktur; oysa tilkinin özgürlüğü tehlikelidir çünkü yok edebilir. Daha net ifade etmek gerekirse, eşitsiz bir serbesti ortamında güçlülerin ifade özgürlüğü öldürücü olabilir.
377 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.