Ve şunu korkuyla hissederim ki, daima iddialı bir dille ruh, zihin, duygu olarak nitelendirdiğimiz, acı dediğimiz şey aslında son derece zayıf, zavallı, jöle gibi yapış yapıştır.
Minnet; buna insanlarda o kadar nadir rastlıyoruz ki, üstelik en minnettarlar bile duygularını ifade edemiyor, şaşkın şaşkın susuyor, utanıyor, hatta bazen duygularını saklamak için tutuk davranıyorlar.
İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyorlar ve yalnızca bu nedenden dolayı dünya gerçekten korkutucu bir yer oluyor. O zaman biz yürekler, giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz ama asla susmuyoruz. Ve sözlerimizin duyulmaması için dilekte bulunuyoruz. Kendilerine çizmiş olduğumuz yolu izlemedikleri için insanların acı çekmelerini istemiyoruz.