Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gamze Nur Küçük

“Beni ben yapan nedir o zaman?” “Yapmayı seçtiğin şeydir. Hayatını nasıl yaşadığındır.”
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
Eminim ki herkesin sırları vardır. Özellikle de olmadığını söyleyenlerin. Hayatta hiçbir şeyden utanç yada sıkıntı duymadan yaşamak mümkün değil.
Sayfa 264Kitabı okudu
İnsanların teminata ihtiyacı vardır. Başkalarının da zor zamanlardan sağ çıktığını bilmeye ihtiyacı vardır. Ve diğer türlerin aksine, ki onlar hatalarından ders çıkarmayı daha iyi beceriyor, insanların iyi olması için sürekli tehdit ve hatırlatma gerekir. İnsan bir türlü akıllanmaz denir ya hep. Çünkü akıllanmaz.
Sayfa 210Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm disiplinler arasında en çok bilimin kendi içindeki çöp aydınları temizleyebilmesi gerekmez mi? Darwin’in iddiası da bu değil miydi? Zayıf olanın işi biter.
Sayfa 185 - Harriet SloaneKitabı okudu
Bu bir tür saflık, diye düşündü, hayatın üstesinden gelmenin tek yolunun dayanıklılık olduğuna inanmaya çalışması. Dayanıklılık önemliydi elbette ama şans da gerekiyordu, şans yoksa da yardım. Herkes yardıma ihtiyaç duyardı.
Reklam
Hem üniversiteye gitseler bile oralar asla Cambridge gibi yerler olmayacak. Bu da kadınlara ne aynı fırsatların sunulacağı ne de aynı saygının gösterileceği anlamına geliyor. En alttan başlayacak, orada da kalacaklar.
Direnç dediğin de kırılabilen bir şeydi. Aylar içinde tahammülü tekrar tekrar sınandı. Ona biraz olsun nefes aldıran tek şey tiyatroya gitmekti ve o bile bazen hayal kırıklığı olabiliyordu.
Elizabeth Zott da kin tutardı. Fakat onun kini temel olarak kadınlar “daha az” olduğu fikri üzerine kurulu ataerkil topluma mahsustu. Daha az becerikli. Daha az yaratıcı. Erkeklerin işe gidip önemli işler yapması -gezegenler keşfetmesi, ürünler geliştirmesi, kanunlar koyması- kadınlarınsa evde oturup çocuk büyütmesi gerektiğine inanan topluma.
Birçok zeki insan gibi Calvin de bir şeylere başka kimsenin kafasının basmamasını bir türlü anlayamıyordu.
Ülke bilincine sahip olmak aslında bencilliğin bir toplumun tamamına genişletilmiş halinden başka bir şey değildir. Onlar en azından kendi toplumlarını ve ülkelerini bencilce düşünüyorlardı. Kedi İnsanlar ise sadece kendilerini düşünürdü.
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
Bir ülkenin halkı insanlığını kaybederse, ülke de saygınlığını yavaş yavaş kaybeder.
Ölmek üzere olan bir insan son anlarında eski günlerine dönmeye çabalar. Tıpkı sonu gelen bir uygarlığın da sessiz sedasız sonunu beklememesi gibi. Bir uygarlığın yok olması, bir insanın ölmesi gibi değildir. Uygarlık yok olduğunun farkına varamaz. Adeta var oluş sürecinin devasa parmağı bu uygarlığın tepesine bastırır, iyiler - yok olmak üzere olan bir uygarlıkta mutlaka birkaç iyi kişi olacaktır - ve kötüler hepsi birden yok olup gideceklerdir.
Güçlenmeyi düşünmemişlerdi. Yabancıları kendi insanlarına saldırtmayı tercih etmişlerdi. Bunlar kimin hatasıydı peki? Sadece aynı düzeyde cesarete sahip olanlar birbirlerine saygı duyar. Kedi Ülkesinin insanları insanlıklarını kaybetmiştir. İşte bu nedenle başkalarının onlarla dalga geçmesine şaşmamak gerekir.
Bu alçaklığı nasıl yapabildiğimi hiç anlayamadım. Herhalde çok yaralanmış, çok küçük düşmüştüm. İnsan küçük düştüğünü hissedip kendini korumaya girişince karşısındaki hiç aklına gelmiyor ve dünyanın en zalim yaratığı kesilebiliyor. O sırada ben de incinen gururumu tamir etme derdindeydim ve gözüm Mehmet'i görmemişti.
"Benim evde beni avutabilecek kızlarım vardı ama onun geriye kalan tek oğlu kilometrelerce uzakta, belki de sadece ona veda etmek için bekliyordu! Tanrı'nın bana sunduğu lütufları düşününce kendimi o kadar zengin ve o kadar mutlu hissettim ki adama güzel bir paket yaptım, biraz para verdim ve bana sunduğu ders için ona içtenlikle teşekkür ettim."
Sayfa 62 - Karakter: MarmeeKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.