"Aaron. Sen idare eder misin?"
Kaskatı kesiliyorum, sonra geri çekiliyorum.
Bu soru bende hoşuma gitmeyen bir tepki uyandırıyor. Sesindeki acıma ve benim bir başıma birkaç saat dayanamayacağımı düşünebildiği fikriyle irkiliyorum.
Bunu anlamak bana balyoz gücüyle çarpıyor: Ella ruhen yıkıldığımı düşünüyor.
"İdare ederim ben" diyorum gözlerine bakamadan. "Dediğin gibi, yapacak çok işim var."
"Ah" diyor usulcacık. "Tamam."
Hâlâ beni incelediğini hissedebiliyorum. Yüzümde ne görüyor bilmiyorum ama ifadem, onu, yokluğunda toza dönüşmeyeceğime ikna etmişe benziyor. Gerçeğe yakın bir tahmin.