62 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Abdestsiz devrana giren, yemeği yiyince meydancıya gözükmeden sıvışan, esrar çekip kendinden geçerek devir hatimine giren, kendi sefaleti yetmiyormuş gibi yanında pis, serseri bir oğlan taşıyan bu yüzleri su görmemiş, sakalları bitli, hırkaları bin bir şefaatin kiri ve lekesile paçavra haline gelmiş, sefil mahlukların kıldıkları nemazda asalet, yaptıkları zikirde necabet ve samimiyet olur muydu?
Sayfa 128 - Köroğlu KütüphanesiKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Hangi tekke yukarıya bağlı ise ona yağlı tekke derlerdi.
Yağlı tekke; aşhanesinde daima kazan kaynıyan; kapısı daima açık bulunan ve mevludu, duası, cemiyeti, atiyesi, behiyyesi, hediyesi fazla olan tekke idi.
Sayfa 99 - Köroğlu KütüphanesiKitabı okudu
İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.
Sayfa 8 - EverestKitabı okudu
Kimse göründüğü gibi değildir. Fakat kimse görünmediği ve kendi olduğunu sandığı gibi de değildir. Kimse bizi kendimizin olduğumuzu sandığımız gibi göremez. Kimsenin nasıl olduğunu hiç kimse bilemez.
Sayfa 202 - EverestKitabı okudu
Kader bize, aynı kayıtsız ellerle, yemekle zehri beraber verir.
Sayfa 187 - EverestKitabı okudu
Eyvah! Şimdi onun ne cemaziyelevvelini bilen, ne cemaziyelahirini soran kimse kalmamış!
Sayfa 181 - EverestKitabı okudu
İnsanın yaşı ilerledikçe zamanı darlaşıyor. İşi ve parası çoğaldıkça zamanı azalıyor!
Sayfa 154 - EverestKitabı okudu
Duymuyor musunuz ki ben dünyadaki menfaat hesaplarıyla değil, zülfiyar için değil, fisebilillah konuşuyorum!
Sayfa 133 - EverestKitabı okudu