Dilimin ucundaydın hep, söyleyemedim. Daldığım hayallerde, sızlayan yüreğimdeydin… Sen yeni yeni öğrenirken onu sevmeyi, ben seni sevmekten vazgeçmediğim için ölümün gölgesini…
Tutamadık sımsıkı tuttuğumuz gururumuz gibi aşkın eteğini. Ayın şavkı bile inatla karanlığı delerken, biz sökemedik gurur denen o önyargının zifiri sisini.
Mutluluğun adı bu muydu? Ya da mutluluk böyle bir şey miydi? Gözlerinde ömrünü tutsak etmek miydi? Tarifi yoktu, ya da lisanı... Mutluluk anlatılmıyor, yaşanıyordu.
Çok şey istemiyorum artık. Arkamdan atıp tuttuklarını yüzüme fırlatmanı…. Zor olacak biliyorum ama bir kaç saniye bile olsa insan olmanı ve yüzüme konuşmanı istiyorum.