Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Glsnma

...o Hakîm-i Zülcelal dahi o ilancılara verdiği çok câmi istidatlarla, pek hârika cihazlarla ve dekaik-i ilmiyeleriyle her birisini bütün kâinatla alâkadar bir küçük kâinat hükmüne getirmekle kendini pek parlak bir tarzda bildiriyor. Mesela, insanın küçücük kafasında ceviz kadar bir yerde kuvve-i hafıza, kuvve-i hayaliye, kuvve-i müfekkire gibi müteaddid, acib makineleri yaratmak ve kuvve-i hâfızayı bir büyük kütüphane hükmüne getirmekle ilm-i ezelînin cilvesiyle güneş gibi kendini gösteriyor.
Reklam
Anısında Bay S. henüz çocuk, babası dönüyor, bir çevirinin ücretini almış, paranın tümüyle bakkaldan reçel ve tereyağı almış. Sadece patatesle geçen günlerden sonra ona kocaman bir beyaz ekmek dilimi kızartıyor, bir parmağıyla tereyağı ve reçeli iyice sürüyor, gülüşüyorlar, aslında ciddi, şımarıklığı sevmeyen biri olan babası onu kaldırıp omuzlarına oturtuyor. Odada öyle dolaşıyorlar, ortada duruyorlar, küçük S. de başının ulaştığı ampulün parlak teline yakından dikkatle bakıyor.
Glsnma
Bir kitabı okumaya başladı
Zaman Sığınağı
Zaman SığınağıGeorgi Gospodinov
8.3/10 · 456 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Glsnma
Bir kitabı okumaya başladı
Filler de Hatırlar
Filler de HatırlarAgatha Christie
7.9/10 · 1.370 okunma
85 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Reklam
Ne olursa olsun, yaşadığımız dönemin bir özelliği var korkunç bir samimiyet. Birçok genç inanmış oldukları değerlerden yüz çeviriyor, onları yok farz ediyor. Bugünün nesli artık ne katılmadığı bir dinle tartışmaya yanaşıyor, ne bu dine dayanan bir ahlâkla, ne bu ahlâktan doğan bir şeref anlayışıyla. Günün birinde inanınca da, baştan başa değişiyor hayatı. Her şeyi yeni inancına göre düzenliyor. İnanmıyorsa düpedüz inanmıyor.
Cennet ucuz olmadığı gibi cehennem de lüzumsuz değil.
İlim de büyük bir rol oynar hümanitarizmin gelişmesinde; asırlık hurafeleri ortadan kaldırırken, insanla insan arasındaki farkların da kökünü kazır. Onsekizinci asırdan beri az çok şüphecidir ilim. Şüphenin olduğu yerde taassup ve zulüm barınamaz. Bununla beraber ondokuzuncu asırda, ilim, hümaniter prensiplerin hem lehinde kullanılacaktır, hem de aleyhinde. Evet, tıpla cerrahlık, maddî acıları gidermek için sayısız hizmetlerde bulunur. Tatbikî ilimler insan konforunu geniş ölçüde arttırır. Fakat Malthus'la Darwin'in 'hayat için mücadele' nazariyesi hümanitarizmi baltalar. Sanayinin emrine giren ilim, aşağı sınıfların yarasına tuz biber eker. Savaşa tatbik edilen ilim, insanlığın felaketine sebep olur.
Tektanrılı bir din olan İslamiyet için de insanın amacı ebediyettir. Kulun hayatı bu dünya ile sınırlı değildir. Ama İslâm arza da damgasını vuracak ve bir mümin olarak insana dünyada yaraşır bir düzen kuracaktır. O da bu yönüyle "hümanist".
Biz Rönesansı yaşamadığımız için mi hümanist olamadık? Unutmayalım ki Rönesans, tarihi bir gerçekten çok, bir Italyan miti. Düşüncede yeniden doğuş ve atlayış olmaz. İslâmiyet'te kilise de yok, Allah'la kul arasında herhangi bir aracı da. İslâm düşüncesi hangi baskıya karşı direnecek, bağımsızlığını kime ispat edecekti?
Reklam
Hümanizm, Avrupalı için kaybettiği dinlerin, yıktığı inançların yerini alan bir put. Hümanizm bir aydın hastalığı ama kimse bu izmin hudutlarını çizemiyor. Diyorlar ki hūmanizm, insanı mükemmelleştirmek, varabileceği en yüksek irtifaa yükseltmek, yani gerçek insan, kâmil insan yapmak. Yalnız örnek kim olacak? Sokrat mı, Vinci mi, Erasmus mu, Goethe mi? Nietzsche'nin ideali insan-üstü idi; yakın tarihin(2.DÜNYA SAVAŞI)kanlı tacidarları bu rüyanın ne kadar tehlikeli olduğunu ispat ettiler.
İslâmiyet Yunan ve Roma'dan düşünceyi almıştı, besleyici unsurları varlığına katmış, posayı bırakmıştı geriye. Unutmayalım ki karanlıklar içinde bocalayan Avrupa'ya Antikçağ'ın en büyük dâhisini, Aristo'yu, müslümanlar tanıtmıştır.
960 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.