Bu kitabın ününü duymayan yoktur. Okumaya başlamadan önce favori kitaplarımdan biri olacağını düşünüyordum ancak düşündüğüm gibi olmadı. Çünkü yaklaşık 200 sayfa kitabın içine girebilmek için uğraştım ve kalan yarısından beklediğim zevki alamadım.
Tüm bunlara rağmen beğenmediğim bir eser diyemem çünkü dönemine tam anlamıyla ayna tutmuş. Kitap zaten Fransız Devrimi öncesi ve de sonrasını anlatıyor ancak bu dönemler güzelleme yapılmadan anlatılmış. Bozulan hukuk sistemi giyotin halk arasındaki gelir eşitsizliği gibi bir çok duruma yer verilmiş. Özellikle burjuva ve aristokrasi arasındaki çatışma ve halkın perişanlık bezginlik içindeki hali açlık ve yoksullukla baş edemeyişleri çok iyi anlatılmış.
İşte tam bu dönemde halkın isyan edip suçlu suçsuz demeden yakalananların adaletin belirsiz olduğu mahkemelerde yargılanıp giyotinle idam edildiği dönemde kendisine gelen bir mektup nedeniyle Londradan Parise giden Charles Darnayın hikayesini okuyoruz. Charles Parise gelir ancak adı idam listesinde olduğu için geldiği gibi tutuklanır.
Her ne kadar ilgi çekici bir öykü olsa da en başta belirttiğim nedenler ile aradığımı bulamadığım bir eser oldu.
