Eğer zaman sadece uzayın dördüncü boyutu ise niçin her zaman değişik bir şey sayılmış ne niçin hala öyle sayılmaktadır? Ayrıca uzayın diğer boyutlarında hareket edebildiğimiz gibi neden zamanın içinde hareket edemiyoruz ?
Bir mesleğe ya da millete sığınmak eninde sonunda bir şeylere sığınmaktır sadece, hepimizin salt Sabah haberlerini okuyarak bile olsa sinirlendiğiniz şeylere yanıt değildir
Her ne kadar lafta "bizim" değerlerimizin (artık neyin nesi ise bunlar) aslında evrensel olduğu söylense de evrenselliğin neredeyse tamamen ortadan kalktığı söylenebilir
Siyasi kararların alındığı çevrelere yakın olan ve iş maaş terfi indirimi ya da arttırımı yapabilen bir patronaj konumunda olan entelektüeller profesyonel anlamda hizaya gelmeyen ve üstlerinin gözünde işbirliğine yanaşmayıp mesele çıkartan tipler olan bireyleri gözetleme işini çok daha tutarlı ve istikrarlı bir biçimde yapmaktadırlar
Uzmanlaşma heyecan duyma ve bir şeyler kesfetme duygusunu da öldürür ki bunların her ikisi de bir entellektüelde mutlaka bulunması gereken duygulardır.
Entelektüelin temsil ettiği şey heykelimsi bir put değil bireysel bir iş bir enerji kendi dili ve toplumu içinde bir dizi meseleyi bir taraf alarak net ve açık bir biçimde kendisine dert edinen inatçı bir güçtür ki bu meselelerin hepsi de son kertede aydınlanma ve özgürleşme ile yani özgürlükle bağlantılıdır
İşin özü entelektüel ne salt yumuşak yüzlü bir teknisyen olup çıkacak denli tartışma ve huzursuzluk çıkarmaktan kaçınan biri olmalıdır ne de tüm zamanını lanetlik yapmakta haklı ama sözünü kimse kulak vermeyen bir "Casandrtf" olmaya çalışarak geçirmelidir
Bir entelektüelin çevresi kendisine benzer entelektüellerden oluşan bir grubun ötesine genişlediği zaman bir diğer deyişle tartışma ve yargıda bulunma konusunda entelektüellere duyulan bağımlılığın yerini bir izleyici kitlesini ya da bir işvereni memnun etme kaygısı aldığı zaman entelektüelin yaptığı işte verdiği uğraşta bir şeyler yürürlükten kalkmazsa bile kesinlikle ketlenmiş olur
Aynı zamanda kendini hiçbir zaman evinde hissetmeyen etrafına hiçbir zaman uyum sağlayamayan; geçmişe yatistirilamaz bir acıyla, bugüne ve geleceğe ise buruklukla bakan biri sürekli toplumdışı olan biri olmak anlamına da geliyordu sürgün
Sadece gerçekleştirmesi zorunlu bir amaç olan sömürgecilikten kurtulmak için mi savaşıyoruz. Yoksa son beyaz poliste çekip gittiğinde ne yapacağımızı mı düşünüyoruz?