Werther'in Ardından Aşk ve Acısı
Aşık olduğumuzda kendimizle ilişkili olan şeyi sevilende görmek öyle haz vericidir ki ( zira kendini ötekinin gözünde gören kişi için varlığının ispatıdır bu) bizde olmasını arzuladığımız başka şeyleri de ona giydiririz. Üstüne üstlük ona giydirdigimiz bu muhteşem güzellik pelerinini ona bizim verdiğimizi de unuturuz, sanki o zaten öylesine güzelmiş gibi. Sahip olmadığımız bı şeyi, var olmayan birine vermek gibi.
Yolculuk, karşılaşmalar ve kayıp kendilik
Ah! Şu çekip gitme isteği yok mu?
İnsan kendini kaybolmuş hissettiğinde yola çıkar. Kayıp hissi, kendini bir nesnede bulmanın özlemini ve bir nesne tarafından bulunabilecek olmanın coşkusunu içerir. Yolculuk bir sıkıntı ve parıltıyla fişeklenir. Sıkıntı, süregelenin içinde kişinin kendisini kaybetmiş olduğuna dair bir uyarı sinyaliyken; parıltı, sıkıntının bıraktığı izlerin bir örüntü oluşturup insana bir yol göstermesidir..
Okur Takip Önerileri
... Saramago'nun Paranoyası Körlük
Körlük başlayınca bireylerin kendilerini karanlıklar içinde değil de beyazlar içinde bulması da dikkate değerdir. Normal şartlarda görme yetisinin kaybını "dünyanın kararması" olarak tarif ederiz. Ancak, yazar burada bu algiyi tersine bir yoruma çevirir ve kişilerini beyazlar içine hapseder. Kadın, görmeyen kişiler kendilerini beyazlar içinde zannederken onların yaşadığı karanlığı gören Tek kişidir..
Dostoyevski'den Raskolnokov'a Suçluluğun İzinde
Üstbenden hicbir şey düşünceler bile saklanamaz. İşler iyi gittiği sürece insanın vicdanı da yumuşaktır ve benin pek çok şeyi yapmasına izin verir. Başına bir terslik geldiği zaman ise insan içine döner. Günahkarlığının farkına varıp vicdani taleplerini artırır ve hazlardan feragat eder; kefaret ödeyerek kendini cezalandırır. Ayrıca insan bir suç işledikten sonra ve suç işlediği için suçluluk duyuyorsa bu duyguya pişmanlık denmelidir.
Dostoyevski'den Raskolnokov'a Suçluluğun İzinde
Dostoyevski felsefesinde insanoğlu aldatıcı kibrinden dolayı topluluğu aşmaya kalktığında Tanrı işe karışır ve insan kendi kendisiyle hesaplaşmasını öğütleyen sesler duymaya başlar.
Dostoyevski'den Raskolnokov'a Suçluluğun İzinde
19. yy Rus edebiyatında Puşkin'den başlayarak iki ana konu hâkimdir: kişilik haklarının savunulması, bireyci burjuva ve ahlakın eleştirilmesi. Suç ve ceza da bu iki meselenin organik bileşimi romanın derin insancıl heyecanını, şimdi ve gelecek için hep var olacak değerini belirleyen en önemli öğedir.
Harikalar Diyarında Simgelestirme
Bilgi edinme duyusal-duygusal bir deneyime sahip olmaktan çok bu deneyimin ne olduğunu tanımaktan ibarettir..
Nuri Bilge Ceylan
Mütevazilik falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olmamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz
Nuri Bilge Ceylan
Kadınlık Meseleleri ile Yürümek
... Bırakıp gitmek ister herşeyi ardında, yürümek dönüp bakmamak arkaya tek isteği budur. Çıkar ve gider. Ardına bakmadan yürümesi gereken o yolda üşür. Döner paltosunu alır vestiyerden. Ve görürüz ki kadınlık Meseleleri ile yürünen dolambaçlı yol yalnizca dikenli değil, soğuktur da aynı zamanda.
Kadınlık Meseleleri ile Yürümek
Evet, kadın, hayat denilen güzelim oluşumun yılmaz, vazgeçilmez savaşçısıdır. Sözümüz hayatsa kadin hayat adına ölümden de çekinmez. Çünkü kadın doğumu bilir, yani hayatın ölüme bereketin kısırlığa, ilerlemenin durgunluğa olan tartışılmaz üstünlüğünü bilir. Kısaca emekçidir o. Hayatın emekçisi. Budur en büyük gücü kadının
"HOSGELDİN ÖLÜM"
Arzu, eksiklik ve zaman ekseninde "Mezarlıktan Geçiş"
.... On üç yaşında yirmi iki- yirmi üç yaşını bekler. Yirmi iki- yirmi üç yaşından sonra otuz beş yaşını bekler. Kırk yaşına kadar bekler ve kırk yaşından sonra bu dünya için edilen dualar yerini öteki dünyaya bırakır. Çünkü bilinçdışı zamansızdır.
.... Lacan'in vurguladığı gibi insanın arzusu, anlamını ötekinin arzusunda bulur.
Her hikaye bir bekleyen ve bir beklenen üzerine inşa edilir. "Mezarlıktan Geçiş" bekleyen bir kadının, Leyla'nın hikayesidir. Bu hikayenin bekleneni öykü boyunca isimleri geçecek olan karikatürize edilmiş erkeklerin aksine zamanın kendisidir...
Peyami Safa: Acı, Bekleyiş ve Eksilme
Tereddüt, insanın, iki kara parcasi arasındaki uçurumun boşluğunda bir ayağını geriye diğerini ileriye atıp sallantıda kalmasını anlatır. Onu bir süreç bekler. Umut ve bekleyişin ikileminde, ayağını basamadığı zeminin üzerinde, bitmemiş cümlelerin sonlarında...
Bir Trenin Götürdükleri: Zeze'nin Diyemedikleri
Freud'a göre ev insanın belki de hala özlemini duyduğu kendini güvende ve hoşnut hissettiği ana rahminin yerini tutar