"Olmayan ülke" diye yazılmış olmasına aldanmayın. Olması gereken ülke anlatılmış tam olarak. Ahmet Ümit kalemine çok geç kaldığım, penceresini uzun zaman sonra öğrendiğim yazarlarımızdan...
Kinin, öfkenin, kibrin, düşmanlığın varlığı kadar güzelliklerin, sevginin, hoşgörünün de varlığının ne anlam ifade ettiğini anlayamayız bazen. Birileri anlatsa "güzelleme, polyannacılık" diyebileceğimiz kavramların varlığı-yokluğu bizlere neler sunuyor bizzat yaşamadan masallardan da öğrenebilirmişiz. "Altı üstü bir masal yahu abartma lütfen" diyenleri duyar gibiyim. Masal yahut gerçek hepsi birbiri ile bütün değil midir? Masallar geçmişte bilmediğimiz, yaşanan gerçeklerin günümüz koşullarına tezat gibi gözükerek bizlere sunulmasıysa?
Bir şans verin, deniz yıldızı gibi...
Olmayan ÜlkeAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20192,458 okunma
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Sonuna gelmişken kitabın, bana çok dokunan satırlarla kapatmak istiyorum...
"... yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle YASAK..."
Mehmet Nâzım RAN -Nâzım Hikmet-
Devran kitabı ile kalemini tanıdım.
Çok fazla gözyaşı sığdırınca Devran'a, Efsun'a başlarken büyük endişe içerisinde idim.
Olay örgüsünü tahmin edemeyeceğimiz düzeyde kurgulaması +1, duygusal sahneleri komediye uyarlayarak yansıtması +2 kazanım.
Mutlu mutlu bitirecek iken son 3 sayfada gözyaşlarını yine akıttığı için Caner'e,Efsun'a, Kenan'a hem kızgınım hemde minnet doluyum.
Hangi mecralar ne kazandı ne kaybetti bilemem, umurumda da değil.
Edebiyat dünyası bir yazar kazandı.