"Hiçbir şey olmasa bir gün kendimi delirtirim, yine bir şey olurum; delirenden, köpürenden ve saklanmayı bırakandan görülecek bir seyir, işitilecek şeyler de vardır,"
"Bak oğlum öz sermayen her yerde ay-
nıdır. Ama sen yağmalarsın ama başkaları. Kendi sermayen ile kendine bir benlik kur ve geç otur, dünyada fazlası olmaz..."
"...Hasılı ben alemi istediğim alem,
ademi istediğim adem bulmadım, kendim başta öyle olamadım. Tüm alem böyledir de 'eskilerin zuhurunun şiddetinden gaib,'
dedikleri gibi büyüklüğünden ve apaçıklığından görünmez."
"Bana şu yaşımda kim istese yanaşır, kim gelse ben işi gücü bırakıp onu kalkındırmaya çalışırım. Sırf azcık gururum okşansın diye. Azcık okşanır ama bin dikenli telin de batmadığı yerim kalmaz. Biz kolay adamlarız, ummadığın adam öyle değildir hem de hiç, bizi de böyle bilmezler çok şükür ama aslı öyle, kolayız, hemen ele geliriz. Kendimizi paralamaktan beş para
etmediğimiz sonucu çıkmış. Açıklanan bir sonuç değil ama bütün netice bu, ister inan ister inanma,"
"...İnsan bir beladan çıkınca o belaya lanet eder ama sonra daha büyük daha çetrefil ve rezil bir belaya uğrayınca eski belası ve şeytanı ile adeta dost olur, onunla sulh eder, yeninin yanında eskiyi artık kucaklar, onu evcilleştirir,"
"...İnsanın kendi sefaleti en güzel sofradır, bayılırım. Acz ve düşmanlık görmek eve insanı öyle ısındırır ki kalp bütün deliklerini ka-patır, fukaralık ama imanlı bir fukaralık kadar emniyet yoktur, ohh ne güzel,"
"Bir kimse bir görüşte , bir düşüşte idrak ettiğini lisanı ile yıllarca anlatamaz. Bu hali içine ek ve büyüt, o sana hitap edecek hale gelince karşılıklı sen ve halin dile gelip konuşursunuz, şimdi sakın kurcalama. Böylece zaman sende ziynet bulur,"
"Ah ödülü öbür tarafa bırakıp belayı vermede çok acele eden rabbim, sonra da diyorsun ki insan aceleden yaradılmıştır, çok acelecidir, neden acaba? Senin nefesinden, senin,"
Bir kişi, yalnız kendisi daha bir şey etmiyordu dünyada, bir ek, bir asa, bir gölge, bir el, başka bir kalp her ne ise lazımdı, bunlarsız olamıyordu daha...