Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

H

Freud, savaş kurbanlarında ve yakınlarını kaybetmiş çocuklarda, acı veren deneyimleri yineleme saplantısı olduğunu gözlemlemişti. Varoluşun erken dönemlerine dönmek için duyulan bir istek olduğunu düşünüyordu; bu derinlerde yatan, göze çarpmayan bir içgüdüydü ve varoluşun en başında, var olmamak vardı. İşte bu, felsefi keşifler yapan, şair, yazar Freud’du.
Reklam
Rüyaların gerçekte arzu edilen şeylerin örtülü biçimleri olduğu teorisi çok tartışıldı; ancak rüyaların zengin sembolizmine dair yaptığı tumturaklı açıklamalar, onun Virgil’in Aeneid adlı eserinden alıntı yaptığı özdeyişi haklı çıkarır nitelikteydi:
Freud, hastanın kişiliğinde görünmesi gereken ama görünmeyen bir şey varsa, bunun çok acı veren, dolayısıyla da bastırılan bir şey olduğuna inanıyordu. Sinirsel bir tik ya da öksürük gibi tuhaf bir bulgu, gerçekte tabu olarak görülen bir deneyimin ya da duygunun yerini almış olabilirdi. Freud ve Joseph Breuer, “Histerikler çoğunlukla geçmiş anılardan acı çeker,” sonucuna vardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kelebek doğru yerde, doğru zamanda kanatlarını çırparsa binlerce kilometre ötede kasırga çıkarabilir.
Hannah Baker tarafindan yazılmış “Yalnız Ruh. ” Gözlerine baktım Beni görmedin bile Merhaba Diye fısıldadığımda Zar zor cevap verdin Benzer iki insan Ruh eşim olabilir mi Belki de değiliz Sanırım bunu asla Bilemeyeceğiz Kendi annem Beni içinde taşıdın Şimdi giydiklerim dışında Hiçbir şeyi görmüyorsun İnsanlar sana soruyor Nasılın diye Gülümseyip başını sallıyorsun Bitmesine izin verme Orada Beni koy Tanrının gökyüzünün altına Tanı beni Beni sır göz lerinle görme Al bunu Bu etten kemikten maskeyi Gör beni Yalnız Ruhumla.
Reklam
Eğer sizi ağlatan bir şarkı duyarsanız ve artık ağlamak istemiyorsanız, o şarkıyı daha fazla dinlemediniz. Ama kendinizden kaçamazsınız. Kendinizi daha fazla görmemeye karar veremezsiniz. Kafanızdaki gürültünün sesi­ ni kısmaya, onu kapatmaya karar vermezsiniz.
Dedikoduları duyarsın., ” dedim, “ ama gerçek olup olmadıklarını bilemezsin.
İmgelerle düşünmek
Sözgelimi, özel izafiyet kuramının gelişmesi bir ışık demetini ışık hızıyla takip ettiğimde ne olacağını hayal etmeye çalışmamla başladı. Önümde duran ışık salınımlarını gözlemleyebilmem gerekiyordu. Işığın hareketini yöneten Maxwell’in elektromanyetizmasını incelediğimde, fiziğin böyle bir durağan ışık demetine olanak tanımadığını öğrendim. Zihnimde bir çelişki doğdu. On yıl sonra özel izafiyet kuramını geliştirerek çelişkiyi çözdüm.
Einstein ve Din
İnsan eliyle dinin geliştirilmesinin ilk evresidir bu, amacı da dinin ilkel toplumların karşılaştığı açlık, hastalık, vahşi hayvanlar ve ölüme karşı duyulan korkuların yerini almasıdır. Daha gelişmiş olmasına rağmen hala ilkel olan bir evre ise ödüllendiren ve cezalandıran bir Tanrı’ya karşı duyulan sevgi ve onun tarafından terbiye edilme isteğinden doğmuştur. Bu noktada cennet ve cehennem kavramları ortaya çıkar. Ödüllendiren ve cezalandıran bir Tanrı, insani özelliklere sahip antropomorfik bir tanrıdır. Ben bu fikirlerin ilkel ve naif olduğu kanısındayım.
Einstein Dini inançı
İnsanların kaderleri ve eylemleriyle ilgilenen değil de, var olanın düzenli ahengi içinde kendini gösteren bir Tanrı’ya inanıyorum. Doğa yasaları insandan çok yüce olan ve onun karşısında mütevazı güçlerimizle bizi alçakgönüllülüğe davet eden bir ruhun varlığını açıkça ortaya koyuyor. Bizi yaptığımız iyi veya kötü eylemlerimiz nedeniyle ödüllendiren veya cezalandıran kişisel bir Tanrı’ya inanmıyorum.
Reklam
Demek ki, çocukluk izlenimlerinin gerçek bir kaybolması sözkonusu değildir, fakat nevrozlulardakine benzeyen bir amnezi, daha ileri bir yaşta geçmiş olayların anısını silmiştir ki bu, bilinçteki bazı izlenimleri tanımayı kabul etmemekle karakterize edilir (içetıkma). Çocukluk izlenimlerinin içetıkılmasına neden olan güçlerin neler olduğunu öğrenmek kalıyor. Bu soruya bir yanıt bulacak olan kimse, bununla bile, isteri amnezisini açıklamış olacaktır
Modern eğitimin, gençliği cinsel etkinlikten çevirmek için sporlardan yararlandığı bilinir; bunun, özgülce cinsel olan zevkin yerine hareketin zevkini koyduğunu ve cinsel etkinliği otoerotik unsurlarından birine geri götürdüğünü söylemek daha doğru olur.
Bazı izlenimlerin sahip oldukları saplanma eğiliminin önceki bir çağda fiziksel bir cinsel etkinliğin yoğunluğundan ileri geldiği kabul edilebilir
İs te k le r in iz i ve y a a r z u la r ın ı z ı b i lin ç a l t ı n a g ö n d e r m e k için kesin b ir p l a n o r t a y a ç ıka rın . Asla, " Y a p a m a m " d e m e y in . Bu c ü m le y i şu i f a d e y le de ğ iş tirin . " B ilin ç a ltın ın g ü c ü s a y es in d e h e r şeyi y a p a b i l i r im . "
Nedeni d e ğ i ş t ir ir s e n i z , sonucu d a değ iş tir e b ili r s in iz . Bu k a d a r basit.
"Ay hakkında çok şey öğrendik, ama asıl öğrendiklerimiz Dünya'yla ilgilidir. Ay'da başparmağınızı havaya kaldırıp ardına Dünya'yı gizleyebilirsiniz. Bizler gerçekte ne kadar önemsiz canlılar olsak da Dünya'nın bunca güzelliği içinde yaşamanın tadını çıkaracak kadar da şanslıyız."
Reklam
On yedinci yüzyıldan önce bilimle uğraşmak tehlikeliydi. Radikal bir fikre sahipseniz hapse atılma veya daha kötüsü diri diri yakılma riskini göze almanız gerekiyordu. Din, bilim tarihinin büyük bir bölümüne şekil vermişti
Alınan Patentlerin Zaman Çizelgesi
Alınan Patentlerin Zaman Çizelgesi 1849 Çengelli iğne Walter Hunt 1869 Tekerlekli paten Isaac Hodgson 1876 Telefon Alexander Graham Bell 1880 Elektrik ışığı/ampulü Thomas Alva Edison 1886 Bulaşık makinesi Josephine Cochrane 1888 Makara filmi kamera George Eastman 1895 Alternatif akım elektriği Charles Steinmetz 1906 Klima Willis H. Carrier 1911 Uçak Alexander Graham Bell ve G. H. Curtis 1941 Diş fırçası Frank E. Wolcott 1944 Ruj Eleanor Kairalla 1955 Cırtcırt George de Maestral 1966 Batman arabası tasarımı George Barris 1968 Dayanıksız yapıştırıcı Spencer Silver 2006 Hıçkırığı durduran alet Philip Charles Ehlinger, Jr 2006 USB hafıza kart Chih-Chien Lin
Anlaşılmamış dahi
Muhabire daha sonra patlayıcıların değil elektrik dalgalarının silah olarak kullanılacağı bir geleceğin savaşlarını anlatmaya başlayacaktı. Daha sonra ise yapıcı bir yaklaşımla, "Göklerin aydınlatılabileceği, okyanusların evcilleştirileceği; denizlerin sulama için, toprağın gübreleme için, güneşin de enerji elde etmek için kullanılacağı" bir gelecekten de bahsedecekti.
Anlaşılmamış dahi
Tesla, O'Neill'in, daha önce şiddetli bir deprem meydana gelmiş bir bölgeye yerleştirilecek ciroskop bataryalarının yeryüzünün içinde düşük seviyelerde rezonans yaratacak şekilde eşit aralıklarla vuruşlar yapması ile katmanlar üzerindeki baskının azaltılabileceği ve bu sayede ciddi depremler yaşanmasının engellenebileceği teorisini destekliyordu. Bugün sismologlar bu varsayımları yenilenen bir ilgi ile gözden geçirmeye başladılar
Anlaşılmamış dahi
Tesla, son kertede, Colorado'daki başarıları ile tatmin olmuşa benziyordu. Emirleri ile yıldırımları dans ettirmişti, tüm dünyayı bir laboratuvar malzemesi gibi kullanmıştı ve yıldızlardan mesaj almıştı. Şimdi de geleceğe doğru atılmak için karşı konulamaz bir istek duyuyordu
“Yalnız değilsin,” dedi. Aslında öyleyim. Sorun da bu ya zaten; hepimiz bedenlerimize ve zihnimize sıkışıp kalmış yalnızlarız. Hayattaki tüm arkadaşlıklarımız yüzeysel ve gelip geçici.
Reklam
Freud ve Ahlak
Freud Ahlak kavramını açıklarken Komşunu kendin gibi sev sözünü söyleyip bu kalıplaşmış sözün Hristiyanlıktan öncede söylendiğini ve din olmadanda ahlak olabileceğini savunmuştur.Mantıklı.
Freud ve eğitim
Freud dinsel inanç öğretilerinin, bireylerin olduğu kadar insanlığın bütününü de etkiledikleri için, daha kesinlikle ispat edilebilmesini istemektedir. Bu noktadan başlayarak Freud tam anlamıyla bir aydınlanma dönemi bilgesi gibi davranmaya maktadır. Eğitimin dindışı, hatta din karşıtı olması gerektiğini savunmaktadır. Böyle bir eğitim hiçbir inanca yer vermeyecek, yalnız akla dayanacaktır. Ona göre bu da bir yanılsama olabilir ama bu denenmelidir. Eğer böyle bir eğitim işe yaramazsa o zaman kesin olarak şu yargıya varılabilir: "İnsan zekâdan yana zayıf bir yaratıktır ve yalnızca dürtü dileklerinin egemenliğindedir."