Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

KİTAPSEVDAM1954

KİTAPSEVDAM1954
@Hasbelkader53
Kitap okumak iptilaldir, müptelalara selam olsun...
Önce bir hissizlik başladı parmak uçlarımda,telefon kayıp gitti taş zemine.. Sonra damarlarımdan adeta zehir misali süzülüp yüreğimi sardı o yakıcı his. Bir el acımasızca sıkıp attı sanki yüreğimi bir kenara.Titreyen bacaklarım büküldüğünde sertçe yere düşüşüm hayatımın özeti olurken, "Baba." diyen soluğum çığlık olup sardı dört bir yanımı.
Reklam
"Bazen bir adam gelir sana kaybettiğin umudunu geri verir. Bazen o adam seni bir Uçurumun Kenarından alır ve sana bir hayat verir. Bazen ölmek isteyen bir kadın, bir adamın bakışlarına tutunarak yeniden başlar hayata."
Insan ırkı ne garipti... Tahlil edemediği anlarda hayalini bile kendisine yasak ettiği umutlara gebe kalabiliyordu. Oysa ki ben, adına aşk denen illet yüzünden artık bir insan formunda değildim ve kanım düz aktığı müddetçe bir daha aşık olmayacağıma da yeminliydim. Peki, yazgı, neden karşı tarafta oku tutacak bir yürek olduğu bile belli olmayan kendi çentiğini ilk benim mayın tarlama atmıştı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer bir yerlerde insanlık hayatta kalacaksa, bunu tarih mutlaka yazacaktı, insanlar yaşamak için birbirini öldürüyordu..
Herkes 20 nefes boyunca cesur olabilir. Bu sürede hemen hemen her şeyi yapabilirsin. Ya da en azından bunu başarmak için gereken ilk adımları atabilirsin.
Reklam
Belleği vardı yaraların ve Yürek içinde sakladıkları ile çürürdü
Dayanılması en zor acılar insanın içinde gizledikleriydi.
Insanın tutunduğu her dal kırılınca, fark etmeden sağlam olan bir dalı kendisi kırardı. Elinde olmazdı çoğu zaman ve dönüşü de olmazdı.
Derlerdi ki bir insan sevdiği birini kaybettiğinde yüreğine kırık ateş düşermiş. İçi öyle tüketircesine yanarmış işte. Kırık'ı çıkana kadar, her gün bir ateş sönermiş kendiliğinden ama o son ateşin sönmeye niyeti hiç olmazmış. Dağlar dururmuş yüreğini.
Kimsenin tamamen iyi ya da tamamen kötü olmadığını kendime hatırlatmak için güzel şeylere tutunmaya çalışıyordum. Diğer yandan, bazen iyi parçalar kötü olanlardan daha fazla acı veriyordu. Sanki yıldızlar bir zamanlar oldukları şeyin parçalanmış birer kalıntıları gibiydi.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Sadece aile olmak için, yıllardır bir toplum geleneği gibi evlenenlerden çocuk yapmaları beklendiği için kaç milyar hayat zehirlendi bu zamana kadar kim bilir. Mesele dünyaya bir çocuk getirmek olmamalı mesele bir çocuğa dünya verebilmek olmalı. Travma değil, yalnızlık değil, çekimserlik değil... Sevgisizlik, ilgisizlik değil. Ona gerçekten bir hayat vaat edilebilmeli.
Sayfa 360Kitabı okudu
İnsan neye sahip değilse onu arzulardı. Neye çok fazla maruz kalırsa en büyük korkusu haline gelirdi.
Sayfa 242Kitabı okudu
İnsanı evde hissettiren şey duvarların arasında olmak değil, kapıdan çıktığında istediği zaman dönebileceğini bilmesidir..
Sayfa 206Kitabı okudu
Sahip olamadığımız, emin olamadığımız ve bir saniye sonrasını bile kestiremediğimiz hayatta ne de büyük hayaller kurmuşuz meğerse.
Bazen hiçbir nedenin yokken yüreğin akıp gider. Bazen ise çok şey istediğin gibidir ama içinde yaprak kımıldamaz.
Sayfa 18 - İndigo yayıneviKitabı okudu
Reklam
Kimsesizim ben bu cografyada. Hakkımı savunmama izin vermeyen yargı varken,kim benim hakkımı savunsun?
Sayfa 473Kitabı okudu
Karnına düşen çocuğa en iyi anne bakar denirdi ama bakamıyorum dediği çocuğu sokağa atan da yine oydu...
Sayfa 380Kitabı okudu
Savaşın, salgının, teknolojinin,bilimin,ilimin,devrimlerin yaşandığı gezegende bulunamayan tek çözüm; mayası tutmamış caniliğin adeta kitabını yazmış insan denen türün vahşiliğiydi...
Sayfa 368Kitabı okudu
Sen benim vicdanımsın,Efraz... Sen benim vicadımı onaran küçük kız çocuğusun. Sen bana bu hayatta en çok ders veren küçük ögretmenimsin, sen benim en güzel yanımsın.
Sayfa 266Kitabı okudu
İnsan, kendini ziyan eden tek varlık olabilirdi. Üstelik irade hakimiyetine sahipken...
Sayfa 247Kitabı okudu
Mutluluk, cihanın insan denen canlıdan sakındığı en kıymetli servetiydi...
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Bu dünya telaşı; dertten ve acıdan, bitmek bilmez sıkıntılardan ötesine geçirmeyen, burnunun ucundaki mutluluğu tattırmayan geçici bir cihandı... Cihanı alt edebilen bir çocuk gulümsemesiydi ancak...
Sayfa 198Kitabı okudu
Her şey insanların kötülüğü ve acımasızlığında anlamını yitiriyor...
Sayfa 163 - BehzatKitabı okudu
Bir çöp konteynerina çocuk mu terk edilirdi?
Sayfa 159Kitabı okudu
Bu şikayet etmelere doyamadığımız hayat süprizlerle dolu, azizem. Yarın hep meçhuldür ama karanlık baki değildir...
Sayfa 154 - Banu ♡Kitabı okudu
Sevilmeye ihtiyaç duyan en masum canlılar bu çocuklar ve de hayvanlardı. İnsanoğlu dünya malına, parasına verdiğini bu çocuklara ve hayvanlara verseydi üreyen sefkat ve merhamet olurdu...
Sayfa 146 - BanuKitabı okudu
Gülüşü eksik çocuklar, neşesiz bir gelecek vaat ederdi yalnızca...
Reklam
Bu bir peri masalı değildi, mutlu bir roman hiç değildi, bu sadece lanete kurban gitmiş tutkulu bedenlerin esaretini anlatan bir dramaydı. Ve ben bugün  bu esaretten kurtulmuştum. "
Hiçbir  şey  bilmeyen Ezel, kaleye doğru sürüyordu. Hayatının aşkıyla karşılaşacağının da Hayatının alt üst olacağının da farkında değildi. Bir şizofren hastasını iyileştirmeye gidiyordu Ezel, bir yaratığa dönüşeceğini de bilmiyordu. "