“Cennet’te ziyafetler bekliyor sizi. Burada ne kadar açlık, ne kadar ıstırap çekerseniz çekin, Cennet’te sizi ziyafetler bekliyor. Talimatları izlediğiniz takdirde elbet.”
Yerde yatan, sarhoşluğun son noktasına erişmiş bir kadının etrafında dolandık. Kadının bacakları kendi pisligiyle kapliydi. Bu derece korkunç bir şeye dönüşebiliyorsa , yaşam nasıl Tanrı'nın eseri olabilirdi?
İnsan aynı anda hem bu denli güçlü, erdemli ve muhteşem, hem de bu denli habis ve bayağı miydi gerçekten? Bir an kötülükten ibaret görünüyordu , başka bir ansa asil ve tanrısal kabul edilecek ne varsa onda toplanıyordu.