Bilimle ilgili duygusuzluk hislerinin oluşmasına sebep olan sistematikliğe olan karşıtlığını şöyle klas bir cümle ile ifade etmiş Desmurget “Ben bilimselliğin bu bedensizliğine inanmıyorum.”
2024 Ramazan ayında bir grup arkadaşla okumaya başladık. Günde 3 esma okuyarak tamamladık. Haftada bir de çevrimiçi buluşup seçilen birkaç esma üzerine sohbet ettik. Nasıl iyi geldi anlatamam.
Eserin dilinden bahsetmek istiyorum öncelikle. Biraz arapça çekimlerine vakıf olan birisi yazarın kullandığı kalıpları anlayacak ve kelime köklerini
Bugün 2024 Ramazan’ının ilk günü ve sahurdan sonra okunup bitirilen bir kitapla güne devam ediyorum. Çocuksu ilk oruç heyecanı sardı bünyemi.
Kendine has muziplikte ve aile ilişkisinin olduğu o güzel anlatıyla bizi içine çekiyor yazar. Hani ben de yazarı tanıyorum diye demiyorum ama şahsen kendisinin has heyecanlarından da biridir Ramazan. Bizi hem kültürel hem din anlamında yansıtabilen neşeli bir öykü.
Okumayı söken çocuğunuzun hemen eline verebileceğiniz o eser diyebilirim mesela. Zira yazar aynı zamanda bir de çizeri kitabın. Bu da demek oluyor ki yazar kişi kitapta aslen neyin çizilince keyif vereceğini epey biliyor. Umut vaat eden bir okuma değil de nedir?
Yurt dışında örneklerinin çok satanlar listelerine girdiği bu tarz ilk okuma eserlerininin çizimleriyle beraber en önemli etkileri mizahi dilidir. Nuriye Ecmel ile bu dili yakalamak hiç zor değil. Gülümsemeden bitiremeyeceğiniz bir eser.
Emeği geçenleri tebrik ederim.