"Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde bir damla Türk kanı karışıktır. Her bucağında bir atanın mezarı vardır. Adı belli olmayan zamanlardan beri, Türkler bu topraklarda yaşamaktadır. Türk bu topraklara, bu topraklarda Türk' e ısındı, kaynadı. Sade siz değil, bütün dünya bir araya gelse, bizi bu topraklardan ayıramaz. Sen hiç ömründe "Türk esir yaşayamaz" diye duymadın mı? Namus ve hürriyet için tereddüt etmeden ölüme atılmak, bizlere, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Sizler ise, canı kıymetli insanlarsınız. Bir an evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza"!
Mehmet Said
Günümüzde bize uzak diyeceğimiz ama tam içinde olduğumuz bir olay örgüsü. Adaleti temsil eden Yargıç' in aslında ne kadar sığ olduğu, renginden dolayı bir insanın ölmesinin başkaları tarafından ne kadar normal olduğu, kendini keşfedememiş birinin buna çabalarken ne kadar madur olduğunu çok güzel okuyor ve anlıyoruz. Daha güzel bir dünya için...
Ne maceraydı ama. Çoğu yerde onunla bende acı çektim, çoğu yerde o maceraya en az onun kadar eslik ettim. Çok akıcı, çok merak uyandırıcı diyebileceğim bir kitap. Inanılmaz iyi:)
... En büyük tehlike, yani insanın kendi benliğini kaybetmesi, önemsiz bir şeymiş gibi sessizce meydana gelebilir; diğer tüm kayıplar, bir kolun, bacağın, beş doların, bir eşin vs. Kaybı mutlaka fark edilir.
... Çünkü insanların birbirine duydukları anlayışta ve duygudaşlıkta bir kopma olması da aslında bir tür ölümdür. Yargıç incinmişti ve kederliydi ve insanı inciten kişi sevdiği biriyse, sadece o sevilen kişi teselli edebilir.
Günlük hayatin koşturmasina bir ara verip gulumseyeceginiz, ya biz nereye gidiyoruz diye düşüneceginiz güzel bir kitap. Ben sevdim ara ara halimize üzülmedim de değil hani :)
Gerçekten okuduğum bir çok bölümde çok duygulandım ismi ile o kadar uyumlu olmuş ki anlatamam. Cağımızın çocuğu olduğum için de biraz hüzünlendim. O zaman küllerinden doğan bir Cumhuriyet'in destekçisi, çalışanı, gönül vereni olabilseydik keşke
" Türk kadını bu vatanın her devrinde erkeğiyle beraber ağlamış, erkeğiyle beraber çalışmış, tarlasından siperlerine karda kışta memleketini müdafaa etmiş, toprağının her karışını çocuğunun kanıyla yoğurmuş, ama bugüne kadar memleketin işlerine bizzat karıştırılmamıştı. Türk kadınından tarlada, evde, siperde fedakarlık yapması beklendi ama, memleketin idari işlerine karışmasına izin verilmezdi. Bugün bize bu hakkı Cumhuriyet verdi."
Latife Bekir
Bende gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bir aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden
Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
Işte bu hazin hatıradır