Hava Demir

Hava Demir
@Hawad
Diyarbakır
20 Mart
90 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Yaşamımdaki en güzel şeyleri esriklikte buldum, Şarap damarlarımda kan gibi akmakta.
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Beni böylesine güçsüz yaratmış olan Ulu Tanrım, bir gün beni güçsüzlüğümden kurtaracak mı?
Sayfa 40 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“İlkbahar için şöyle söyleyemezsin: ‘Erken gelsin ve uzun sürsün.’ Sadece şunu diyebilirsin: ‘Gelsin bahar, taşıdığı umutla yıkasın beni ve elinden geldiği kadar kalsın.’ “
Sayfa 230 - Can YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yüreğin adamakıllı sarsılabilmesi için her zaman illede kaderin güçlü bir tokadı ya da her şeyi sert bir şekilde söküp atan bir güç gerekmez; hatta gelişigüzel nedenle yıkımı yaratmak, kaderin ele avuca sığmaz heykeltraş isteğini tahrik eder. Biz insanoğlu, kendi anlaşılmaz dilimizde bu ilk hafif dokunuşlara bahane deriz ve onun o küçücük cümlesiyle çoğu zaman muazzam etkili gücüne şaşar kalırız; fakat bir hastalık nasıl sinsice ortaya çıkarsa, bir insanın kaderi de ancak her şey gözle görülür hale geldiğinde ve olaylar başladığında kendini belli eder. Kader, yüreği dıştan dokunmadan çok önce beyinde ve kanda içten içe ilerler her zaman. Kişinin kendini tanımaya başlaması aslında kendini savunmaya başlamasıdır ve bu, çoğu zaman beyhude bir savunmadır.
Sisyphos’un bütün sessiz sevinci buradadır. Yazgısı kendisinindir. Kayası kendi nesnesidir. Aynı biçimde uyumsuz insan da, sıkıntısı üzerinde gözleme başladığı zaman, bütün putları susturur. Birdenbire sessizliğine bırakılmış evrende, yeryüzünün binlerce hafif, hayran sesi yükselir. Bilinçsiz ve gizli seslenişler, bütün
Sayfa 140 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir gün gelir, ya gözlemi ya eylemi seçmek gerekir, insan olmak derler bunun adına. Bu parçalanışlar korkunçtur. Ama gururlu bir yürek için iki şeyin ortası olamaz. Ya Tanrı var, ya zaman, ya bu haç, ya bu kılıç. Ya çırpınmalarım aşan daha yüksek bir anlamı vardır bu dünyanın, ya da bu çırpınmalardan başka hiçbir şey gerçek değildir. Ya zaman ile yaşayıp onunla ölmek, ya da daha büyük bir yaşam için ondan çekilmek gerek. Uzlaşılabileceğini, hem yüzyıl içinde yaşayıp hem de ölümsüze inanılabileceğini biliyorum. Buna kabullenmek denir. Ama ben bu deyimden tiksiniyorum, her şeyi istiyorum, ya da hiçbir şeyi. Eylemi seçiyorum diye, gözlem benim için bilinmedik bir ülkedir sanmayın. Ama bana her şeyi veremez, ben de ölümsüzden yoksun kalınca zamanla birleşmek isterim. Defterimde ne özlem bulunsun istiyorum, ne acılık, yalnız açık görmek istiyorum. Söylüyorum size, yarın silah altına alınacaksınız. Sizin için de, benim için de bir kurtuluş bu. Birey hiçbir şey yapamaz, yine de her şeyi yapabilir. Bu çok güzel hazır bulunuş içinde, neden onu bir yandan göklere çıkarırken, bir yandan da ayaklar altına aldığımı anlıyorsunuz. Onu ufalayan dünya, kurtaran da ben. Ona bütün haklarını sağlıyorum.
Sayfa 102 - Can YayınlarıKitabı okudu
...”öz olarak özgürlük” sorunu anlamsızdır. Çünkü bambaşka bir biçimde Tanrı sorununa bağlıdır, insanın özgür olup olmadığını bilmek, bir efendisi olup olamayacağının bilinmesini buyurur. Bu sorunun kendine özgü uyumsuzluğu uyumsuzluk, özgürlük sorununu sorun durumuna getiren kavramın aynı zamanda onun bütün anlamını çekip almasından gelir. Çünkü Tanrı önünde, bir özgürlük sorunundan çok bir kötülük sorunu vardır. Seçeneği biliyoruz; ya özgür değiliz ve kötülükten her gücü elinde tutan Tanrı sorumludur. Ya özgür ve sorumluyuz ama Tanrı her gücü elinde tutmamaktadır. Bütün bu incelikler, bu aykırılığın keskinliğine hiçbir şey eklememiş, bu keskinliği azaltmamıştır.
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
Düşünmek; birleştirmek, görünüşü büyük bir ilke çehresi altında bildik kılmak değildir. Düşünmek; görmeyi yeniden öğrenmektir, bilinci yönetmek, her görüntüyü ayrıcalıklı bir nokta durumuna getirmektir.
Sayfa 58 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aynı biçimde ve donuk bir yaşamın bütün günlerinde zaman alıp götürür bizi. Ama, ister istemez, bir gün gelir, bu kez de bizim zamanı taşımamız gerekir. Geleceğe dayanarak yaşarız; “yarın”, “ilerde”, “iyi bir işim olunca”, “yaşlandıkça anlarsın”. Bu tutarsızlıklara hayran kalmamak elde değil; çünkü ne de olsa ölmek var işin içinde. Yine bir gün gelir, insan otuz yaşında olduğunu görür ya da söyler. Gençliğini belirtir böylece. Ama aynı anda, zamana göre yerini de belirtir. Zaman içinde yerini alır. Geçmesi gerektiğini söylediği bir eğrinin belirli bir anındadır. Zamanın malıdır, içinin ürpertiyle dolması üzerine, en kötü düşmanı olarak görür onu. Yarını istiyordu hep, bütün benliğinin bundan kaçınması gerekirken yarının gelmesini diliyordu. Etin bu başkaldırışı, uyumsuz budur işte.
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ama aklın hangi dakikada, hangi davranışla ölümü seçtiğini saptamak güç olsa bile, eylemin kendisinden, bu eylemin gerektirdiği sonuçları çıkarmak o kadar güç değil. Kendini öldürmek, bir anlamda, melodramlarda olduğu gibi içindekini söylemektir. Yaşamın bizi aştığını ya da yaşamı anlamadığımızı söylemektir. Yine de
Sayfa 23 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aynı yolu geri dönelim. Bir kez daha gidelim daha önce gittimiz her yere. Bir kez daha kavrayabilmemiz için. Çünkü sahip olunan anılar getirilmez. Bir kez daha hatırlayalım her şeyi, kazıyalım buradaki her şeyi hafızamıza, sıkıca tutunalım hepsine bir kez daha. Belki de burada geçirdiğimiz zamana dair elimizde anılarımız dan başka bir şey kalmaz.
Sayfa 112Kitabı okudu
Bu kış duruyorum. Geçen kış yine duruyordum. Böylece kışları yapacak çok işim oluyor. Sanki geçirmiyor da eskitiyorum. Durduğu yerde... Her şey, olduğu yerde.
Sayfa 66 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Söylemek savunmanın bir biçimi mi? Oysa ben söylediğim her şeyi, yarı yarıya, hem savunmak hem de yerin dibine batırmak istiyorum.
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kaybolma isteğim kaybolduktan sonra, itiraf etmeliyim ki, başka birkaç isteğim daha oldu. Ama bunlara hiç yanaşmadım; elde etmek için uğraşmadım. Hala isteyebildiğim bir şeylerin bulunması, içimde böyle şeyler saklayabilmem hoşuma gidiyordu. İstesem elde ederdim. Ve ben, beğendiği şeylere el atmayan, hemen o yığınlardan birine katmaya çalışmayan insanları erdemli bulurum. Başka çarem de yoktur.
Sayfa 13 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.