- sosyolojisi uzerine
-medeniyetlee üzerine
-tarih bilinci
-dogu-bati karşılaştırmaları
-islam coğrafyası
- Batı'nın gozunde doğu vb.
şeklinde olabilir...
Bu bir hakikat oldu, bu çağda.
Baglanılan kişi, bağlanan kişiye tasmalı köle muamelesi yapıyor. Bağlanan kişinin gözü o kadar körleşiyor ki, bağlandığının yaptıklarını görmek 'istemiyor'. Bağlanılan da bu bağlamda istediği gibi at koşturuyor. Bağlanan yüreği ile hareket ederken, bağlanılan akıl ile hareket ediyor. Bağlanan farkına varsa da olanların, o bağlanma duygusu onu zapt u rapt altına alıyor ve yüküne yük katiyor.
Sevgi ile bağlanmayı karıştırmayalım...
Yazımızın başından beri anlaşılacağı üzere, risaleler daima milli şuuru, Türkün müşterek karar ve benliğini bozmak, baltalamak, emelindedir. Türk harfleri olarak Türkçenin özelliğine uygun şekilde kabul edilen harflere, memleket içinde dağınık ve keşmekeş içindeki kıyafete derli toplu medeni bir kılık vermek üzere uygulanan kanunlara, hatta topyekûn rejime aykırı ve milleti kışkırtıcı telkinleriyle daima risaleler suç unsurları taşıyan yazılardır.
Risale-i Nur'da Bediüzzaman hazretleri:" beni mahkemeden mahkemeye sürükleyen, beni zehirleyenlere baktım; hiçbiri hakiki Türk değillerdi. Kökü dışarda, bir ayağı memleketimizde olan komitenin temsilcileri" diyordu.
Bediüzzaman hazretleri, bu milleti görünmeyene karşı uyarmistir. Kürtler'in tarihte olduğu gibi, "Sultan Selim'e biat etmişim " sözü vardır. Ve daha yüzlerce ifadeler ...
Neda hanım ya bilmeden yazmıştır, ya da bilerek o komitenin bir üyesi olmuştur...