Kitabı okurken beni ben yapan değerleri çokça sorguladım. Gerçekte ben kimim? Acaba bende böylemiyim? Sık sık sordum kendime. Dürüst müyün? Yalan söylüyor muyum? Cömert miyim? Kitapta geçen değerlerden ne kadarına sahibim? Kitapta adalet, dürüstlük, cesaret, gayret... Ve daha birçok değer üzerine durulmuş, duru bir anlatımla ne oldukları, olmadıkları zaman ne olacağı, boyutlarının ne olduğu anlatılmıştır. Ara ara bakılması gereken tam bir başucu kitabı. Bana göre tam bir yol haritasıdır.
Sevgi, saygı, vefa ve daha bircok değer Zannedilenin aksine Kalplerde belirivermez, örenilmesi öğretilmesi gerekir. Bugün çocuklarına bu değerleri öğretmeyenler yarın sevgiye en muhtaç oldukları anda yalnızlığa mahkum olacaklardır.
İnsanlar ne yaptı biliyor musunuz?
İnsanlığı öldürdüler. Bizi biz yapan değerleri yok ettiler. Eskiden ev denince evden çok daha fazlası gelirdi akla. Birlik beraberlik, sevgi, vefa, muhabbet ... Gönüller zengindi. Yürekler sıcacık. Şimdi ne kaldıki geriye o eskilerden...
İnsanın değer verdiği bir şeyi kaybetmesi ne zormuş. Yakın zamana kadar doluluğundan şikayet ettiğim hayatım o doluluk gidince bomboş kaldı. Boşluğunu dolduramayacağımız doluluktan şikayet etmemek lazımmış. Kanaat, şükür ne güzel değerlermiş meğer.
İnsanın içinde hayata bağlayan, yaşama tutunmasına sağlayan umutları olmalı. Hayatta başıma daha ne gelebilir ki dediğim anda dalından kopartılan bir papatya gördüm. Hayatta başıma daha ne gelmiş ki dedim. Şimdi kalbim umut dolu. Hayat neler sunuyor insanoğluna. Sadece bakmak yetmiyor bazen. Görmek gerek. Görmesini bilmek...