Hayat, hep bilme ve öğrenme arayışı iken, insanların inandığı şeyi bile bilmemesi trajiktir. Sümerler tabletleri sayesinde günümüze kadar gelinmiş “bilmiyorsun, neden öğrenmiyorsun” öğretisi 21. Yüzyıl da geçerliliğini hâlâ sürdürüyor olması ise trajikomiktir.
Örnek verirsek: günümüzün dinleri, başta Muhammed olmak üzere tüm peygamberlerin toplumlara anlattığı değil, toplumun anlayabildiğidir. Anlatılana değil, anladığına inanmasının sebebi de bilmemektir.
O yüzden, çelişkilerle dolu, kaos üstüne kaosları yaratan dinlerin verdiği tahriplere uğruyoruz; buna rağmen de geleceğin insanlarına miras bırakıyoruz.
Çoraklaşmış beyinler sulanılmadığı sürece bu kısır döngü hep devam edecektir.