Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayrunnisa Saribaş

Hayrunnisa Saribaş
@Hnisa19
Kitabın muhteviyatı, solan kaptan ve sararan kağıttan fazla, daha çok fazla eskimiş, yıpranmıştı. Sanki gözle görülmez birtakım manevi güveler, eserin ruhani maddesini kemirip toza döndürmüştü.
Reklam
Bulutlar bize küsünce nehirler kurur, tarlalar ölür. Bahçeler solar, toprak mahsullerini keser; kişilerin kesesi boşalır; ticaret durur, sanat durur. Bu geniş dram çerçevesi ortasında, insanın korkunç kaderini bir an tasavvur etmek bile muhayyileyi yakmaya kâfidir. Denilebilir ki mutattan biraz daha fazla sürecek bir kuraklık, milyonlarca insan neslinin asırlardan beri zahmetle biriktirdiği zekâ sermayesini tüketmeye ve bizi bu derece şımartan bir medeniyeti iflas ettirmeye kâfidir. Hasılı, hayatın sonsuz çarklarını döndüren bulutlardır! -𝐃𝐞𝐬𝐞𝐧𝐞, 𝐬𝐮 𝐜𝐚𝐫𝐤𝐥𝐚𝐫𝐢 𝐬𝐮 𝐢𝐥𝐞 𝐝𝐨𝐧𝐞𝐧 𝐝𝐮𝐧𝐲𝐚, 𝐞𝐬𝐤𝐢 𝐳𝐚𝐦𝐚𝐧 𝐢𝐬𝐢 𝐤𝐚𝐫-𝐢 𝐤𝐚𝐝𝐢𝐦 𝐛𝐢𝐫 𝐝𝐞𝐠𝐢𝐫𝐦𝐞𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐝𝐚𝐡𝐚 𝐟𝐚𝐫𝐤𝐥𝐢 𝐝𝐞𝐠𝐢𝐥!
Gazetecilik mesleği, ticaret mahiyetini aldıktan sonra kendisine "müşteri" ismi verilmesi daha doğru olan okuyucuyu memnun etmek gayretiyle gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından "fikr"in bütün şekillerini süpürüp attılar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sana arkadaş demeye bin şahit lazım!.. hep insanların önünde çalayım söyleyeyim istiyorsun! Müzikle gösteriş merakım olsa çok işe yarardın; ama bu halimle, en iyi yorumcuları dinlemeye alışmış insanların önüne çıkmamayı tercih ederim."
"Bana da biraz öyle geldi," dedi Anne. "Onları kopartarak güzel hayatlarını iyice kısaltmak istemedim çünkü ben bir elma tomurcuğu olsam kopartılmak istemezdim. Ama dayanamadım. Sen bir şeye dayanamadığında ne yaparsın?"
Reklam
"Bence bir insanın davranışları adından çok daha önemlidir," dedi Marilla kıza işe yarar bir ahlaki değer öğretmiş gibi hissederek. "Şey bilmiyorum." Anne düşünceli görünüyordu. "Bir keresinde bir kitapta farklı bir adı olan gülün yine de çok tatlı koktuğunu okumuştum ama buna bir türlü inanamadım. Bir güle devedikeni ya da lahana dense yine de o kadar güzel olacağına inanmıyorum.
"Borcum ne, Zezé?" "İki yüz kuruş." "Niye o kadar az? Herkes dört yüze boyuyor." "Bir gün iyi bir boyacı olursam o kadar isterim. Henüz olmaz."